Amiyane tabirle “Çarşı her şeye karşı mı olmak” zorundadır. Beni tanıyanlar yıllarca her şeye karşı olduğumu ve muhalefet yaptığı söyler dururdu. Buradaki muhalefet siyasi manada değildi elbette. Ota bota, şuna buna aklınıza ne gelirse, hepsine muhalefet demekti. Aslında ben kendimi hiçte öyle görmezdim. Ama bir kere adın çıktı mı artık onu düzeltmek o kadarda kolay değildi. Hep öyle anıla geldik uzun yıllar boyunca. Şimdi her şeye karşı ve muhalefet yapanları gördükçe ben kendimi zemzem suyu ile yıkanmış gibi hissediyorum.
Bir gün önce Piraziz dolmuşu ile geri dönerken aklıma bu düşünceyi getiren bir durum oldu. Dolmuşa bindim ve sağa sola bakınıp duruyordum. Ön koltukta şoförün yanında oturan bir yolcunun konuşması ile dikkat kesildim ve dinlemeye başladım. Yolcu sesli konuştuğu için duymamak elde değildi. Yolcu bir başladı, Libya’da ne işimiz vardan girdi, kendi köyünün muhtarının hiçbir iş yapmayı bilmediğinden çıktı. 15 dakikalık yolculukta trafikteki kurallardan, siyasilere kadar, bu zaman zarfında söz edilecek hemen hemen her mevzuyu bir güzel eleştirdi ve ben iskele başında dolmuştan inene kadarda devam etti.
Bu yolcunun bu muhalefetliği beni benden aldı. Hadi ben 1980’li senelerde 20’li yaşlı zamanlardaydım da muhalif olma ve karşı çıkmayı bir şey sanıyordum. Elbette eleştiri ve muhalefet olacak bunda bir sakınca yok. Bu yolcu 60-65 yaş civarında vardı. Hayat bu insana hiç mi bir şeyi doğru olarak sunmamış anlayamadım. Yani “Çarşı her şeye karşı” sloganı öyle zannedildiği gibi çokta savunulacak bir hayat tarzı değil. Yeri gelir, o her şeye karşı olan veya olanlar karşı olduklarını bir güzel savunur olurlar.