Hani meşhur bir fıkra var, Nasreddin hocaya ait; Allah sevdiği kulunun önce eşeğini kaybettirir sonra buldururmuş misali anlatacağım iş. 2000’li senelerin başında hükümet olan şimdiki hükümetin bir bakanı, bir sabah uyanınca Bulancak ilçe orman müdürlüğü, ilçeye çok fazla geliyor, diye sabah çayını içerken birden, “hop” diye kaldırıvermiş. “Yahu ne oluyor, niye böyle bir karar aldınız, bu nedir” diye birkaç kişi laf etmiş ama Bulancaklı siyasiler ve yetkili kişiler ilden gelen “sesinizi çok çıkartmayın, ağamız böyle buyurdu” diye sert bir fırça atınca sus pus olunmuş. Bana diyenin yalancısıyım. Daha sonraları konu yerel de çok haber ve köşeye misafir olunca, hükümetten estek köstek birkaç kelam edilmiş ve konu sessizce bir köşeye atılmış ve ilçenin insanları ninni havası ile uyutulmuş. Ha Bulancak’a bu kamu kurumu lazımı mı, değil mi o tartışılabilir. Mevzu seçimlerde en çok oy aldığı bir yerde hükümetin Bulancak’taki ilçe başkanları, yönetim kurulu üyeleri, ilçenin insanlarının oyu ile Ankara’ya kapak atan milletvekilleri de, ağalarının dediğini yaptığı için mevzuyu bir türlü çözemeden bugünlere gelindi. Birkaç gün önce cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile tekrar açılınca(zaten açıktı, sadece şeflik olarak işini yapıyordu) ilçenin insanlarının sevindirik olduğuna dair birkaç haber ve söz duyunca, aklıma yukarıda yazdığım fıkra misali geldi. Şimdi Bulancaklı’nın hepsi göbek filan atar, havai fişek gösterisi yapar, tören düzenler, bayram havası gibi bir durum olur, diye beklerseniz öyle bir şeyde yok ortada. Yahu zaten var olan bir şeyin ne bayramı, sevinmesi olsun ki? Ben gün içinde çok gezen ve gören bir insanım. Her gün Ballıca ve hastaneye kadar olan alanda gezen biri olarak, en ufak sevinç havası görmedim ve duymadım da. Sanayi, Pazarsuyu, Talipli mıntıkasından, yukarıdaki mahallelerden de bu konuda bir haber duymadığıma göre acaba sevinen ve bayram eden biri veya birilerini gören var mı? Elbette müdürlüğün tekrar gelmesi iyi güzel oldu o kadar. Fazla kasmaya gerek yok.