Tam bu mevzuda kalem oynatıp, kimsenin böyle bir derdi yok, diye birkaç kelam edecektim. Ancak hafta içinde öyle şeyler olunca yazmak bugüne kaldı. Bir hafta önce 3 büyüklerden ikisinin maçının olduğu gün bir spor gazetesi manşet attığı maç haberinin üst yazısına, “Tüm Türkiye nefeslerini tuttu bu derbiyi bekliyor” yazmıştı. Ben şöyle kendime baktım hiçte öyle nefesim falanda tutulmuş değildi o gün. Güya bu spor gazetesi(hemen hemen her günde okurum, bu ülkede adam gibi bir spor gazetesi çıkmadığından böyle tarafgir gazetelere kalıyoruz) maçın olduğu gün herkesin tek derdinin bu maç olduğunu falan sanıyordu. Yok öyle bir durum. Kendi kendine uyduruyor ve bu maçın çok önemli olduğunu, Dünya’nın sayılı derbileri arasında yer aldığını dem vurarak, herkesin maçı izlemesini istiyorlardı.
Tamam ben sporun içinde ve sporla yatıp kalkan, bir insanım! Ancak böyle bir nefesimi tutup ta maç falan izlemenin bir faydasını görmedim. Herhalde bu gazete ve tv veya günlük gazetelerin spor sayfalarını yıllarca okudum durdum ama öyle yazıldığı gibi, anlatıldığı gibi, canlı yayında, sonra izlediğim anda, nefes tutacak bir maç hatırlamıyorum.
En iyisi olduğu ifade edilen takım dün akşam Avrupa’dan bileti aldı evine döndü. Hem de Avrupa’da sıradan bir takıma mağlup olarak.
Birde bu takımların yöneticisi, teknik direktörü, futbolcusu, taraftarı zaman zaman, Avrupa’da şu takımı kendimize örnek aldık. Onlar gibi bir sistem kuracağız ve ondan sonra sayılı kulüplerden olacağız” gibi kendi söylediğine kendi inanan, ancak bunun hiçbir şekilde olmayacağını bilen bu şahıslar, spor kamuoyunu kandırıyor ve ver gazı yanmasın, diye diye her yıl bu oyunu oynuyor. İşin tartışılacak yanı çok. Burada bir noktaya kadar yazabiliyorum.
Bütün toplum bir deli gömleği giydirilmiş gibi, bu üç İstanbul takımına meftun edilmiş, gözleri bağlanmış ve kendi öz takımın, sporcularını bir kenara bırakmış halde. Zamanında bunu çok iyi ayarlamışlar ve koca bir ülkeye yutturmuşlar.
Biz de bunu hep böyle sanmışız. Bir gün bile bunu sorgulamamış ve “ulan bu nasıl bir iştir, hep biz Anadolu takımları olarak bunlara yem olmuşuz” dememişiz. Akıl alacak gibi değil demi?
Bunu bir çıkış yolu olmalı, bunun için mücadele etmeli ve kendi ilimiz, ilçemiz takımına sahip çıkmalıyız. Bunun başka yolu yok. Bu mevzuda en kısa zamanda bir kitap yazmak da boynumuzun borcudur, diyorum ve yazmaya hazırlanıyorum.