Sinan Yıldız
Köşe Yazarı
Sinan Yıldız
 

UNUTMAYALIM!

1923 yılında ebedi başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde Cumhuriyet’i ilan etti bu millet. 1960 yılına kadar azimle, kararlılıkla ülkemizi geliştirmek için mücadele etti atalarımız. Tarih sayfaları 27 Mayıs 1960’ı gösterdiğinde uygulanan politikalar bir kesim tarafından beğenilmeyince, Askeri müdahale gecikmedi. 1923’de Cumhuriyeti ilan eden Türkiye, İlk defa darbe ile gündeme geldi. Aradan iki yıl kadar geçti geçmedi, 1960 darbesinden umduğunu bulamayanlar, 22 Şubat 1962’de bir ayaklanma başlattı Bu ayaklanma kışkırtıldı. Darbe ve ayaklanmanın sonrasında tarih yaprakları 12 Mart 1971’i gösterdiğinde 12 Mart Muhtırası ile yine askeriye olaya el koydu ve dönemin başbakanı Süleyman Demirel istifa etti. İstediklerini tam anlamıyla alamayanlar, 10 yıl dolmadan 1980’de bir darbe daha yaptılar. Sağ ve sol kavramı derken, 12 Eylül 1980’de askeriye devlet yönetimine el koydu, 1960 darbesi sonrası uygulanan 1961 Anayasası uygulamadan kaldırılarak 1982 Anayasası tasarlandı. 1980 Darbesinin üzerinden 17 yıl geçti ve 28 Şubat 1997 süreci ortaya çıktı. Bu süreçte de yine darbe severler amaçlarına ulaşma noktasında bir adım atarak ve dönemin başbakanı Necmettin Erbakan’ın istifa etmesini sağladılar. Bunun ardından 10 yıl Türkiye kendi iç politikaları ile devam etti. Ta ki 27 Nisan e-muhtırasına kadar. 27 Nisan 2007’de Genelkurmay bir basın açıklaması yaptı. Bu durum ülke yönetimine müdahale mahiyetinde olduğu için e-muhtıra adını alıyor. Fakat istenilen gerçekleşmez. Son olarak ta yakın tarihimizde herkesin bildiği 15 Temmuz darbesi yaşanır. Devletin tüm kademelerine sızmış, Özellikle askeriye, polis ve yargı kanadında, büyük kumpaslar hazırlayan fetöcüler tarafından askeriye yaptırılan bir süreçtir. Fakat milletin üstün gayreti, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısı ile bu sürecin üstesinden gelindi. Ve halen belli muammalar yaşansa da darbeciler amacına ulaşamadı. Ülkemizi darbe ile parçalamaya gücü yetmeyenlerin, Diğer bir amacı ise terör ile bizlere musallat olmaktır. Bu süreç ise 1984’de ilk şehidimizi verdiğimiz pkk ile başlar. 36 yıl teröristlerden yurdumuzu temizlemek için mücadele ettik. Ama son yıllarda Fırat kalkanı olsun, Pençe harekatı olsun, Afrin operasyonu olsun ve son olarak da Barış Pınarı Harekatı olsun… Bunlar terörle içerde değil dışarda mücadele edileceğinin en anlamlı kanıtı oldu. İçeride yaptığımız mücadelenin yetersiz olduğu sınırlarımızı temizlemedikçe terörden kurtulamayacağımız ortaya çıktı. Ve Türkiye bir bütün olarak yapılan sınır temizleme harekatına hep birlikte destek oldu. Bu süreçte bizlere 19 Mayıs 1919’da başlayan ve 29 Ekim 1923’de Cumhuriyetin ilan edilmesine önderlik eden ULU ÖNDER GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ün ne kadar saygı duyulacak bir kişilik olduğunu hatırlattı. Bize bu cennet vatanı armağan eden Atatürk’e, Saygı duyulması ve minnettar olunması gerektiğini anladı… Evet değerli okurlarım. Bu yazıyı geçtiğimiz yıl kaleme almıştım. Bir 29 Ekim’de daha yani Cumhuriyetimizin 97’inci yılında yine bu satırları sizlerle paylaşmak istedim. YAŞASIN CUMHURİYET…    
Ekleme Tarihi: 31 Ekim 2020 - Cumartesi
Sinan Yıldız

UNUTMAYALIM!

1923 yılında ebedi başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde Cumhuriyet’i ilan etti bu millet.

1960 yılına kadar azimle, kararlılıkla ülkemizi geliştirmek için mücadele etti atalarımız.

Tarih sayfaları 27 Mayıs 1960’ı gösterdiğinde uygulanan politikalar bir kesim tarafından beğenilmeyince,

Askeri müdahale gecikmedi.

1923’de Cumhuriyeti ilan eden Türkiye,

İlk defa darbe ile gündeme geldi.

Aradan iki yıl kadar geçti geçmedi,

1960 darbesinden umduğunu bulamayanlar,

22 Şubat 1962’de bir ayaklanma başlattı

Bu ayaklanma kışkırtıldı.

Darbe ve ayaklanmanın sonrasında tarih yaprakları 12 Mart 1971’i gösterdiğinde 12 Mart Muhtırası ile yine askeriye olaya el koydu ve dönemin başbakanı Süleyman Demirel istifa etti.

İstediklerini tam anlamıyla alamayanlar,

10 yıl dolmadan 1980’de bir darbe daha yaptılar.

Sağ ve sol kavramı derken,

12 Eylül 1980’de askeriye devlet yönetimine el koydu,

1960 darbesi sonrası uygulanan 1961 Anayasası uygulamadan kaldırılarak 1982 Anayasası tasarlandı.

1980 Darbesinin üzerinden 17 yıl geçti ve 28 Şubat 1997 süreci ortaya çıktı.

Bu süreçte de yine darbe severler amaçlarına ulaşma noktasında bir adım atarak ve dönemin başbakanı Necmettin Erbakan’ın istifa etmesini sağladılar.

Bunun ardından 10 yıl Türkiye kendi iç politikaları ile devam etti.

Ta ki 27 Nisan e-muhtırasına kadar.

27 Nisan 2007’de Genelkurmay bir basın açıklaması yaptı.

Bu durum ülke yönetimine müdahale mahiyetinde olduğu için e-muhtıra adını alıyor.

Fakat istenilen gerçekleşmez.

Son olarak ta yakın tarihimizde herkesin bildiği 15 Temmuz darbesi yaşanır.

Devletin tüm kademelerine sızmış,

Özellikle askeriye, polis ve yargı kanadında, büyük kumpaslar hazırlayan fetöcüler tarafından askeriye yaptırılan bir süreçtir.

Fakat milletin üstün gayreti,

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısı ile bu sürecin üstesinden gelindi.

Ve halen belli muammalar yaşansa da darbeciler amacına ulaşamadı.

Ülkemizi darbe ile parçalamaya gücü yetmeyenlerin,

Diğer bir amacı ise terör ile bizlere musallat olmaktır.

Bu süreç ise 1984’de ilk şehidimizi verdiğimiz pkk ile başlar.

36 yıl teröristlerden yurdumuzu temizlemek için mücadele ettik.

Ama son yıllarda Fırat kalkanı olsun, Pençe harekatı olsun, Afrin operasyonu olsun ve son olarak da Barış Pınarı Harekatı olsun…

Bunlar terörle içerde değil dışarda mücadele edileceğinin en anlamlı kanıtı oldu.

İçeride yaptığımız mücadelenin yetersiz olduğu sınırlarımızı temizlemedikçe terörden kurtulamayacağımız ortaya çıktı.

Ve Türkiye bir bütün olarak yapılan sınır temizleme harekatına hep birlikte destek oldu.

Bu süreçte bizlere 19 Mayıs 1919’da başlayan ve 29 Ekim 1923’de Cumhuriyetin ilan edilmesine önderlik eden ULU ÖNDER GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ün ne kadar saygı duyulacak bir kişilik olduğunu hatırlattı.

Bize bu cennet vatanı armağan eden Atatürk’e,

Saygı duyulması ve minnettar olunması gerektiğini anladı…

Evet değerli okurlarım.

Bu yazıyı geçtiğimiz yıl kaleme almıştım.

Bir 29 Ekim’de daha yani Cumhuriyetimizin 97’inci yılında yine bu satırları sizlerle paylaşmak istedim.

YAŞASIN CUMHURİYET…

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.