Yiğitefe Şahin
Köşe Yazarı
Yiğitefe Şahin
 

Nedir bu acele?

Geçen gün Erhan Gündoğar Hocam ile birlikte öğle saatlerinde Bulancak Orta Cami mevkiinden, meydana doğru yürüyorduk. O esnada hemen geçeceğimiz yolda bir araba bize yol vermek için durdu ve biz tam geçerken, duran arabanın arkasından, bir araba hızlı bir şekilde onu sollayarak biz yolun ortasında iken son sürat dibimizden geçti. Geçtikten sonra özür babında bir hareket yaptı. Fakat biz yarım metre daha ileride olsak özrü dahi olmayan bir olay yaşanacaktı. İnsanlarda ki bu sabırsızlığın, acelenin sebebi nedir? Yahu bu sadece trafikte de değil ki. Örnek vermek gerekirse; bir pastaneye gelen müşteri pasta yaptırmak istiyor. Yoğunluk var mı, sıra var mı, ondan önce pasta yaptırmak isteyen oldu mu diye hiç düşünmeden, ‘acil’ kelimesini kullanıyor. Cidden çok sinir bozucu değil mi? Tabii bunu talep eden için sinir bozucu değil, resmen yüzsüzlük. Ha şu olur, gelir teklif eder acil der. Ama çalışanlar ona sıra var dediğinde ısrarcı olmaz. Ya tanık oluyorum da, geliyor müşteri, ‘ya benim işim çok acil, ilk önce beni alsan’ diye ısrar edip çalışanları ve işverenleri de zor durumda bırakıyor. Nedir bu acele? Kimsede sabır, tahammül kalmamış. Hani doğum günü olan birine pasta yetiştirmek için acil dersin,  anlarım. Ama hırdavatçı, zücaciyeci, nayloncu, reklamcı gibi satış noktalarına gidip de ‘ya benim acilen nakışlı porselen tabağa ihtiyacım var’ tarzı cümlelerle, çalışanları ve işverenleri sıkmanın anlamı nedir? Ajansa geldiğimde görüyorum, her gelen müşteri ‘benim işim acil, benim ki yarına lazım, bugün almam gerekiyor’ diyor. Yahu senin işin acil, onun işi acil, bunun işi acil. Ee o zaman çalışan ne yapacak? Hangi birinize yetişecek? Biraz sabredin, acil olmayan işlerinize acil deyip insanları zora sokmanın mantığı yok. Herkes kendine Müslüman! Nedir bu tahammülsüzlük? İnisiyatifli olmak çok mu zor bu tarz kişiler için? Anlamış değilim. Gerçekten acil olan işler olabiliyor. Tabak çanağa acil demek yüzsüzlükten başka hiçbir şey değildir. ’Sabrın sonu selamettir’ derler ya. Cidden öyle. Sabredin, geç alın. Tabağı, bardağı geç aldınız diye bir yeriniz eksilmez. Bir şey kaybetmezsiniz. Çalışanlarla laf dalaşına girmeye, kavga etmeye gerek yok. Çalışan yan gelip yatmıyor zaten. Kimsenin işine çomak sokmaya gerek yok!
Ekleme Tarihi: 09 Haziran 2021 - Çarşamba
Yiğitefe Şahin

Nedir bu acele?

Geçen gün Erhan Gündoğar Hocam ile birlikte öğle saatlerinde Bulancak Orta Cami mevkiinden, meydana doğru yürüyorduk. O esnada hemen geçeceğimiz yolda bir araba bize yol vermek için durdu ve biz tam geçerken, duran arabanın arkasından, bir araba hızlı bir şekilde onu sollayarak biz yolun ortasında iken son sürat dibimizden geçti. Geçtikten sonra özür babında bir hareket yaptı. Fakat biz yarım metre daha ileride olsak özrü dahi olmayan bir olay yaşanacaktı.

İnsanlarda ki bu sabırsızlığın, acelenin sebebi nedir? Yahu bu sadece trafikte de değil ki. Örnek vermek gerekirse; bir pastaneye gelen müşteri pasta yaptırmak istiyor. Yoğunluk var mı, sıra var mı, ondan önce pasta yaptırmak isteyen oldu mu diye hiç düşünmeden, ‘acil’ kelimesini kullanıyor. Cidden çok sinir bozucu değil mi? Tabii bunu talep eden için sinir bozucu değil, resmen yüzsüzlük. Ha şu olur, gelir teklif eder acil der. Ama çalışanlar ona sıra var dediğinde ısrarcı olmaz. Ya tanık oluyorum da, geliyor müşteri, ‘ya benim işim çok acil, ilk önce beni alsan’ diye ısrar edip çalışanları ve işverenleri de zor durumda bırakıyor. Nedir bu acele?

Kimsede sabır, tahammül kalmamış. Hani doğum günü olan birine pasta yetiştirmek için acil dersin,  anlarım. Ama hırdavatçı, zücaciyeci, nayloncu, reklamcı gibi satış noktalarına gidip de ‘ya benim acilen nakışlı porselen tabağa ihtiyacım var’ tarzı cümlelerle, çalışanları ve işverenleri sıkmanın anlamı nedir? Ajansa geldiğimde görüyorum, her gelen müşteri ‘benim işim acil, benim ki yarına lazım, bugün almam gerekiyor’ diyor. Yahu senin işin acil, onun işi acil, bunun işi acil. Ee o zaman çalışan ne yapacak? Hangi birinize yetişecek? Biraz sabredin, acil olmayan işlerinize acil deyip insanları zora sokmanın mantığı yok. Herkes kendine Müslüman! Nedir bu tahammülsüzlük? İnisiyatifli olmak çok mu zor bu tarz kişiler için? Anlamış değilim.

Gerçekten acil olan işler olabiliyor. Tabak çanağa acil demek yüzsüzlükten başka hiçbir şey değildir.

’Sabrın sonu selamettir’ derler ya. Cidden öyle. Sabredin, geç alın. Tabağı, bardağı geç aldınız diye bir yeriniz eksilmez. Bir şey kaybetmezsiniz. Çalışanlarla laf dalaşına girmeye, kavga etmeye gerek yok. Çalışan yan gelip yatmıyor zaten. Kimsenin işine çomak sokmaya gerek yok!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.