Erhan GÜNDOĞAR
Köşe Yazarı
Erhan GÜNDOĞAR
 

BOĞAZINI MI KESEYİM, KAFANI MI BİLEMEDİM?

Çok değişmiş her şey çok, farkında olan için mesele yok. Araya gündem ile ilgili şeyler girince gün içinde gördüğüm, duyduğum çok şeyi yazmayı erteliyorum. Geçtiğimiz pazar günü gazetenin işi bitti ve aheste aheste eve doğru gidiyordum. Arkadaşın bakkalına az kalmış ve gazete alacaktım. Tam karşımdan bir kaç metre ancak var, 7-8 kişilik bir genç kalabalığı olduğum yöne geliyordu. Her halde ek sahadan çalışmadan gelenlerdi. Sırta spor çantaları vardı. 15-16 yaş civarında olduğunu tahmin ediyorum. Araç trafiği sıkışık olduğu içinde yavaş ilerliyordum. Bunların birbirine karşı konuşmaları beni durdurdu. “Ne diyor” bunlar diye bekledim ve dinlemeye başladım.  Biri sigara içiyordu ve onu yakasından tutmuş olanda ona sertçe bir şeyler söylüyordu. “Ne yapayım şimdi sana, gözünü mü patlatayım? Derdin ne, bak beni delirtme, ağzını burnunu kırarım, yoksa boğazını mı keseyim, kafanı mı keseyim bilemedim, konuşsana” diyerek bağırıp duruyordu. Tamamı aynı arkadaş grubundan olduğu belli oluyordu. Bu bağıran car car ederken biraz daha baktım ve “çok iyi, çok iyi bu çocuklar bir harika yahu” diyerek eve doğru hareket ettim. Kaç defa yazdım bu durumu bende unuttum. Ülkenin gündemini yaz, daha iyi edersin diyenler var. Ülkenin asıl gündemi aslında bu. Bizim sokakta oynadığımız zamanlarda, Ballıca’da akşama kadar top peşinde koştuğumuzda, Bulancak’ta gezip tozduğumuzda bile böyle bir durumla çok az karşılaştık. Elbette kavga, döğüş, küfür kıyamet oldu ancak bunları bir araya toplasan bir çuval etmezdi. Hele ki arkadaş arasında mümkün değil böyle konuşmalar. İnsana “bu da ne” denilen konuşmalara bilim kurgu filmlerin de rast gelirdik diyebilirim. Okulda, sokakta, evde, düğün dernek, aklınıza artık toplum hayatında ne geliyorsa, böyle bir çocuk ve genç görünce, hesap sorulur ve zılgıt yerdi. Eee peki, sen niye bu çocuklara bunu sormadın, dersiniz; vallaha böyle bir şey olduğunda, başına ne geleceği belli değil. Böyle ufak tefek birkaç şeyde az kalsın mahkeme kapılarına düşecektim. Çok sert şimdiki uşaklar, “ne ediyorsun” diye sormaya kalksan başın sıkıntıya giriyor. Herkes ateş parçası olmuş. “Sonra ne olacak” derseniz, iyilik sağlık, derim. Mevzu ateş gibi, el atan şimdilerde yanıyor. Biz yazmakla mükellefiz.               
Ekleme Tarihi: 07 Ekim 2021 - Perşembe
Erhan GÜNDOĞAR

BOĞAZINI MI KESEYİM, KAFANI MI BİLEMEDİM?

Çok değişmiş her şey çok, farkında olan için mesele yok. Araya gündem ile ilgili şeyler girince gün içinde gördüğüm, duyduğum çok şeyi yazmayı erteliyorum. Geçtiğimiz pazar günü gazetenin işi bitti ve aheste aheste eve doğru gidiyordum. Arkadaşın bakkalına az kalmış ve gazete alacaktım. Tam karşımdan bir kaç metre ancak var, 7-8 kişilik bir genç kalabalığı olduğum yöne geliyordu. Her halde ek sahadan çalışmadan gelenlerdi. Sırta spor çantaları vardı. 15-16 yaş civarında olduğunu tahmin ediyorum. Araç trafiği sıkışık olduğu içinde yavaş ilerliyordum. Bunların birbirine karşı konuşmaları beni durdurdu. “Ne diyor” bunlar diye bekledim ve dinlemeye başladım.  Biri sigara içiyordu ve onu yakasından tutmuş olanda ona sertçe bir şeyler söylüyordu. “Ne yapayım şimdi sana, gözünü mü patlatayım? Derdin ne, bak beni delirtme, ağzını burnunu kırarım, yoksa boğazını mı keseyim, kafanı mı keseyim bilemedim, konuşsana” diyerek bağırıp duruyordu. Tamamı aynı arkadaş grubundan olduğu belli oluyordu. Bu bağıran car car ederken biraz daha baktım ve “çok iyi, çok iyi bu çocuklar bir harika yahu” diyerek eve doğru hareket ettim. Kaç defa yazdım bu durumu bende unuttum. Ülkenin gündemini yaz, daha iyi edersin diyenler var. Ülkenin asıl gündemi aslında bu.

Bizim sokakta oynadığımız zamanlarda, Ballıca’da akşama kadar top peşinde koştuğumuzda, Bulancak’ta gezip tozduğumuzda bile böyle bir durumla çok az karşılaştık. Elbette kavga, döğüş, küfür kıyamet oldu ancak bunları bir araya toplasan bir çuval etmezdi. Hele ki arkadaş arasında mümkün değil böyle konuşmalar. İnsana “bu da ne” denilen konuşmalara bilim kurgu filmlerin de rast gelirdik diyebilirim. Okulda, sokakta, evde, düğün dernek, aklınıza artık toplum hayatında ne geliyorsa, böyle bir çocuk ve genç görünce, hesap sorulur ve zılgıt yerdi. Eee peki, sen niye bu çocuklara bunu sormadın, dersiniz; vallaha böyle bir şey olduğunda, başına ne geleceği belli değil. Böyle ufak tefek birkaç şeyde az kalsın mahkeme kapılarına düşecektim. Çok sert şimdiki uşaklar, “ne ediyorsun” diye sormaya kalksan başın sıkıntıya giriyor. Herkes ateş parçası olmuş. “Sonra ne olacak” derseniz, iyilik sağlık, derim. Mevzu ateş gibi, el atan şimdilerde yanıyor. Biz yazmakla mükellefiz.               

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.