Erhan GÜNDOĞAR
Köşe Yazarı
Erhan GÜNDOĞAR
 

Komşunun tavuğuna kışt denmezdi!

Bir vakitler aynen öyle idi. Komşu dediğin, evinden 40 ev sağından, solundan, aşağıdan, yukarıdan saydığında komşu sayılırdı. Hemen hemen bir mahallede(mahalle o kadar genişti ki, şimdi ne olduğu belli değil)komşu komşunun külüne muhtaçtı, komşunun tavuğuna kışt denmezdi, düğün dernek, cenaze, hastalık, kaza bela komşunun paylaştığı şeylerdi. Bunlar 30-40 sene öncenin hakikati idi. Elbette hayatın içinde olan her şey o vakitlerde vardı. Kavga, döğüş, hırsızlık, cinayet, darp, dolandırıcılık gibi şeyler senede ancak bir iki kez olur insanlar ağzı açık bu şeyleri dinler ve “Allah Allah olur mu öyle şey” diyerek şaşar ve “şeytan kulağına” derlerdi. Şimdi şeytan her yerde her an karşımıza çıkmış gibi. Önce şehirde evlerin havası değişti, yani ahşap tek katlı evler taş yığınlarına döndü. İl ilçe fark etmez, beton her yeri yavaş yavaş sardı. Anlayamadık niye böyle oluyordu.  Sonra apartmanlar girdi hayatımıza(bunlar Bulancak, Giresun gibi nüfusu az olan yerlerde çok dikkat çekmedi)peşinden çok hanenin olduğu siteler, (blok deniyor çafçaflı olsun diye herhalde)ve en sonda plazalar geldi çattı hayatımızın orta yerine. Belki biz bilmiyorduk bu küçük şehirde yaşadığımız için bunların ne olduğunu.  Köyden ilçeye, il’e ve büyük şehir denen kalabalığın içine giren insanımız ne edeceğini bilmeden bu hayata alışmaya çalıştı durdu.  Hepsi bu değişimin içinde yavaşça olup bitti ve bugün olan biten her şeye bakıp bakıp, “ne oluyor” diyerek birbirimize sorup duruyoruz. Mevzu haddinden fazla derin ve çok sayıda bağlantısı ile ele alınıp bir süzgeçten geçirilip, adı konmalı. Bunlar iki gün önce evden çıkmadan izlediğim haber sonrası aklıma düştü. Ben hep dediğim gibi ahşabın olduğu bir hayatın içinde doğduğum için bütün bakışımda buna göre. Bunu bir yere koyup devam edelim. Haberde İstanbul’da bir semtte komşusuna hayatı dar eden bir vatandaşın olayı yer alıyordu. Komşular arasında ev sınırına çekilen tel ile ilgili çıkan kavganın sonucu anlatılıyordu. Yaşlı komşu, diğer komşuyu bir güzel sopa ile döverek adaletini sağlamaya çalıştı. Sonra başka bir komşu haberini izledim. Eğer bunlar komşuluk ise boşuna kürek çekiliyor. O kadar çok böyle haber var ki, saymakla bitmez. Bu haberlerde izlediğimiz ve burada da duyduğumuz şeyler komşuluk ile alakalı değil.  Yani kışt denecek tavuk kalmamış komşulukta!
Ekleme Tarihi: 12 Kasım 2021 - Cuma
Erhan GÜNDOĞAR

Komşunun tavuğuna kışt denmezdi!

Bir vakitler aynen öyle idi. Komşu dediğin, evinden 40 ev sağından, solundan, aşağıdan, yukarıdan saydığında komşu sayılırdı. Hemen hemen bir mahallede(mahalle o kadar genişti ki, şimdi ne olduğu belli değil)komşu komşunun külüne muhtaçtı, komşunun tavuğuna kışt denmezdi, düğün dernek, cenaze, hastalık, kaza bela komşunun paylaştığı şeylerdi. Bunlar 30-40 sene öncenin hakikati idi. Elbette hayatın içinde olan her şey o vakitlerde vardı. Kavga, döğüş, hırsızlık, cinayet, darp, dolandırıcılık gibi şeyler senede ancak bir iki kez olur insanlar ağzı açık bu şeyleri dinler ve “Allah Allah olur mu öyle şey” diyerek şaşar ve “şeytan kulağına” derlerdi. Şimdi şeytan her yerde her an karşımıza çıkmış gibi.

Önce şehirde evlerin havası değişti, yani ahşap tek katlı evler taş yığınlarına döndü. İl ilçe fark etmez, beton her yeri yavaş yavaş sardı. Anlayamadık niye böyle oluyordu.  Sonra apartmanlar girdi hayatımıza(bunlar Bulancak, Giresun gibi nüfusu az olan yerlerde çok dikkat çekmedi)peşinden çok hanenin olduğu siteler, (blok deniyor çafçaflı olsun diye herhalde)ve en sonda plazalar geldi çattı hayatımızın orta yerine. Belki biz bilmiyorduk bu küçük şehirde yaşadığımız için bunların ne olduğunu.  Köyden ilçeye, il’e ve büyük şehir denen kalabalığın içine giren insanımız ne edeceğini bilmeden bu hayata alışmaya çalıştı durdu.  Hepsi bu değişimin içinde yavaşça olup bitti ve bugün olan biten her şeye bakıp bakıp, “ne oluyor” diyerek birbirimize sorup duruyoruz. Mevzu haddinden fazla derin ve çok sayıda bağlantısı ile ele alınıp bir süzgeçten geçirilip, adı konmalı.

Bunlar iki gün önce evden çıkmadan izlediğim haber sonrası aklıma düştü. Ben hep dediğim gibi ahşabın olduğu bir hayatın içinde doğduğum için bütün bakışımda buna göre. Bunu bir yere koyup devam edelim. Haberde İstanbul’da bir semtte komşusuna hayatı dar eden bir vatandaşın olayı yer alıyordu. Komşular arasında ev sınırına çekilen tel ile ilgili çıkan kavganın sonucu anlatılıyordu. Yaşlı komşu, diğer komşuyu bir güzel sopa ile döverek adaletini sağlamaya çalıştı. Sonra başka bir komşu haberini izledim. Eğer bunlar komşuluk ise boşuna kürek çekiliyor. O kadar çok böyle haber var ki, saymakla bitmez. Bu haberlerde izlediğimiz ve burada da duyduğumuz şeyler komşuluk ile alakalı değil.  Yani kışt denecek tavuk kalmamış komşulukta!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.