Ayşen ENGİN
Köşe Yazarı
Ayşen ENGİN
 

KİMSİN SEN?

Bir gün bir hocam bana şunu sordu. ‘Kimsin sen? ‘Şaşırdım, beklemiyordum çünkü. Kendimi tanıttım bildiğim kelimelerce. İkinci soru çarptı yüzüme. ‘Bu musun sen yani?’ Hocalar sorular sorardı evet ve alışıktık öğrenci olarak cevap vermeye. Bildiğimiz , bizden beklendiğini düşündüğümüz kelimelere sığınarak. Bize hep çoktan seçmeli sorularla seçenekler sunulmuştu çünkü. Hazırlanmış konsantre edilip paketlenmiş, ısıtılıp yemeye hazır fast food tadında cümlelerle sınırlandırılmıştık. Şıklar, seçenekler sunulmayan açık uçlu sorular karşısında çaresiz bırakılmıştık. Düşünmeyi hayal kurmayı unutmuş, başkalarının beklentileri, düşünce ve hayallerine göre cevap vermeye alıştırılmıştık. Böyle sorularla karşılaşınca da arka fonda bize cevabı söyleyen anne baba fısıltısına muhtaç bırakılmıştı kulaklarımız, çünkü öyle gördük , öyle alıştırıldık. Eğitimci olduk ve aynı kısır döngü içine girdi çoğumuz. İlham olanlarımız değil. Çünkü onlar özgür düşünen, özgür hisseden öğrenciler yetiştirme yolunu seçmişti. Sorgulayan değil sorgulatan öğretmenler. Onlardan biri de bana bu soruyu soran hocamdı. ‘Kimsin sen?’ …Öfkeli tonda sorulmuş hissi verse de yazı dilinde, asıl duygu fonu öfke değildi, fark etmemi sağlamak uyandırmaktı. Uyuyan birini uyandırırken biraz silkelemek hafif sarsmak gerek yoksa nazikçe mırıldansanız kulağına uyanmaz devam eder ya uykusuna, tam da o misal… -Kimsin sen? -Tanımıyor musunuz hocam işte ben …yum. -Hayır gerçekte kimsin? Bu musun? Bize hep internette, kitaplarda cevabı olan sorular sormasına alıştığımız hocalarımızın böyle sorular sormasına hiç alışık değilmişiz onu fark ettim. Ve bir de bu sorunun bana daha önce hiç sorulmamış olduğunu. Sorun öğrencilerinize, sevdiklerinize. Kimsin sen? Nasılsın? Hayalin ne? Her şeyden herkesten öte, senden beklenen, istenenden öte sen, ‘SEN’ ne istiyorsun? Sorun. Sorun sorgulatın. Siz sorarsanız onlar da kendilerine soracak, kendi iç dünyalarına; zira cevap sadece orda. Öğretilen her şeyden daha kıymetli dönüşler ve sonuçlar alacaksınız. Hayatta bize sorulmasını istediğimiz, için için beklediğimiz ama hiç sorulmamış onca soru var ki. Nasılsın diye soruyoruz mesela , ama gerçekten nasılsını kaç kişiye soruyoruz. Hayallerini, toplumun verdiği roller ve kimliklerden öte kim olduğunu hiç soruyor muyuz karşımızdakine? Sorun. Soğuk duş etkisi yapsın sorularınız. Zira o soğuk duş uyanış için gerekli…
Ekleme Tarihi: 01 Aralık 2021 - Çarşamba
Ayşen ENGİN

KİMSİN SEN?

Bir gün bir hocam bana şunu sordu. ‘Kimsin sen? ‘Şaşırdım, beklemiyordum çünkü. Kendimi tanıttım bildiğim kelimelerce. İkinci soru çarptı yüzüme. ‘Bu musun sen yani?’ Hocalar sorular sorardı evet ve alışıktık öğrenci olarak cevap vermeye. Bildiğimiz , bizden beklendiğini düşündüğümüz

kelimelere sığınarak. Bize hep çoktan seçmeli sorularla seçenekler sunulmuştu çünkü. Hazırlanmış konsantre edilip paketlenmiş, ısıtılıp yemeye hazır fast food tadında cümlelerle sınırlandırılmıştık.

Şıklar, seçenekler sunulmayan açık uçlu sorular karşısında çaresiz bırakılmıştık. Düşünmeyi hayal kurmayı unutmuş, başkalarının beklentileri, düşünce ve hayallerine göre cevap vermeye alıştırılmıştık.

Böyle sorularla karşılaşınca da arka fonda bize cevabı söyleyen anne baba fısıltısına muhtaç bırakılmıştı kulaklarımız, çünkü öyle gördük , öyle alıştırıldık.

Eğitimci olduk ve aynı kısır döngü içine girdi çoğumuz. İlham olanlarımız değil. Çünkü onlar özgür düşünen, özgür hisseden öğrenciler yetiştirme yolunu seçmişti. Sorgulayan değil sorgulatan öğretmenler. Onlardan biri de bana bu soruyu soran hocamdı. ‘Kimsin sen?’ …Öfkeli tonda sorulmuş hissi verse de yazı dilinde, asıl duygu fonu öfke değildi, fark etmemi sağlamak uyandırmaktı. Uyuyan birini uyandırırken biraz silkelemek hafif sarsmak gerek yoksa nazikçe mırıldansanız kulağına uyanmaz devam eder ya uykusuna, tam da o misal…

-Kimsin sen?

-Tanımıyor musunuz hocam işte ben …yum.

-Hayır gerçekte kimsin? Bu musun?

Bize hep internette, kitaplarda cevabı olan sorular sormasına alıştığımız hocalarımızın böyle sorular sormasına hiç alışık değilmişiz onu fark ettim. Ve bir de bu sorunun bana daha önce hiç sorulmamış olduğunu. Sorun öğrencilerinize, sevdiklerinize. Kimsin sen? Nasılsın? Hayalin ne? Her şeyden herkesten öte, senden beklenen, istenenden öte sen, ‘SEN’ ne istiyorsun? Sorun. Sorun sorgulatın. Siz sorarsanız onlar da kendilerine soracak, kendi iç dünyalarına; zira cevap sadece orda. Öğretilen her şeyden daha kıymetli dönüşler ve sonuçlar alacaksınız.

Hayatta bize sorulmasını istediğimiz, için için beklediğimiz ama hiç sorulmamış onca soru var ki. Nasılsın diye soruyoruz mesela , ama gerçekten nasılsını kaç kişiye soruyoruz. Hayallerini, toplumun verdiği roller ve kimliklerden öte kim olduğunu hiç soruyor muyuz karşımızdakine? Sorun. Soğuk duş etkisi yapsın sorularınız. Zira o soğuk duş uyanış için gerekli…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (1)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Erol Kucuk
(06.02.2022 11:29 - #72235)
Guzel bir yazı olmuş Ogretmenim.Tebrik ederim. İlk gençlik çağlarınin gelgitler arasında bocalayan insanın kimlik arayışı. Arayışlar peşinde savrulan insanlar. Arkadaşlık,büyüme, olgunlaşma,empati, genclik,gizem kendini tanıma. Kimsin sen? sorusunu kendinize sormaya hazirmisiniz?
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.