Hani bazı düğün, doğum günü, asker uğurlama, maç galibiyetinde sevinç gösterisi yapanların oynak müzik eşliğinde hemen kendilerini kaptırıp, “hadi eller havaya havaya” diyerek coştukları malumunuzdur. Son birkaç gündür ülkemizdeki ekonomik sıkıntının içinde doların artması ile coştukça coşanlar hep birlikte “hadi eller havaya” diyerek millete gol atıyordu. Bu “eller havaya havaya” o kadar çok göze batmaya başlamıştı ki, birden hükümet topu kontrol etti ve birkaç dakika içinde şutu doksana doğru gönderdi. İşin nasılı nediri, başka bir şey. Hükümet belki de büyük bir risk alarak doları şimdilik durdurdu. Yarın ne olacağını bilemeyiz. Yapılanın neticesini bir kaç hafta içinde ancak görebiliriz. Bu kararlar alındıktan sonra, sabah işe gelirken, çok kişi ile doların yediği darbenin ne gibi neticesi olacak diye konuştuk. İnsanlar daha moralli ve doların baskının kırıldığının yüzlere yansıması ile iyi sinyaller veriyordu. Benim bu işlerde bir şeyim olmadığından, insanların yüzünün gülmesi beni de sevindiriyor. Dolar, altın biriktirecek durumun zaten olmadı. Altını da alıp satıp borç öderim o kadar. Öyle çuval işi param yok. Olsa da ne yapacağımı bilmem. Düğün, dernek, “hadi eller havaya” gibi bir coşma durumum da olmaz. Doların yükselmesi, altının şu kadar olması da çok akıl mantık işi değil bana göre. Sıkıntı var. Bunda hem fikiriz. Bu sıkıntının ne olduğunu açıklayacakta kimse yok şu ana kadar.
Dönem elbette geçecek ve sular durulacak. Yeni dünya düzenini kurmaya çalışan yapıların bu planlarının ülkelerdeki etkisi ve arkada bıraktığı hasarda çok büyük olacak. Her savaşın peşinden asıl sıkıntı bu hasarın tamiri olmuştur. Büyük zarar ziyan ve acılarda kolay kolay düzeltilemez.
Aslında bizim ülkemizde ve çok sayıda ülkedeki bu dolara olan aşkın sebebi araştırılmalı. Yahu dünyanın en büyük emperyal devletinin parasının bu kadar kıymetinin olmaması lazım. Nasıl bir iştir ki, bu işi kimse sorgulamak istemiyor. Küresel çete dendi mi, bu paranın sahipleri akla gelir. Bunlar şeytani bir akılla, doları baş tacı yapmışlar ve herkese kullandırmışlar. Bir dur diyende çıkmamış.
Az kaldı bana göre. Şimdi “hadi eller aşağıya” deme vaktidir.