Eğlence… Nefsin bir gıdası… Oyun oynamak, gezmek, tozmak, yemek, içmek herkesin hakkı. Kimisi Bilgisayar oyunlarıyla, kimisi gezerek, kimisi kitap okuyarak, kimisi yemek hazırlayarak kimisi de yemeği yiyerek eğlenir. Eğlence göreceli midir? Nasıl eğleniriz? Eğlendiğimizi sandığımız duygu, hazsa, bize haz veren her şey aynı zamanda eğlendirir. Herkes der ki; “her şeyin dozu olduğu gibi eğlencenin de dozu olmalıdır”. Bu bana göre yanlış. Mesela pizza yemekten haz alan bir insana “sen o pizzadan çok haz aldın, yeme” diyemeyeceğiniz gibi, çok eğlenen birisine de “sen çok eğlendin yeter bu kadar” diyemezsiniz. Ama şunu da es geçmemek lazım, arada ince bir çizgi var. İsteyen istediği kadar eğlenir fakat iş kendine zarar vermeye doğru gittiğinde ebeveyninde, gence “dur” deme hakkı var. Misal verelim. Dijital ortamda oyunlar oynamak çeşitli sorunlar doğuracağından, elbette bir sınırı olmalı. Burada sınır eğlencede değil, teknolojik alet kullanımında. Çağımız insanlarından belli kesimi bu ince çizgiyi bazen idrak edemiyor. Ebeveynler, evlatlarına “kalk o bilgisayardan” dediğinde çocuğun “anne/baba çok eğleniyorum biraz daha oynayayım” demesinin üzerine, ebeveynin “bu kadar eğlendiğin yeter” demesi doğru değil (biraz karmaşık bir örnek oldu, idare edin). “Eğlencene kaldığın yerden başka şekilde devam et” denilebilir. Eğlendiğin yeter demek, “biraz da sıkıl çok eğlendin” demekle eşdeğer. Tabii bu sadece bilgisayar oyunları için de geçerli değil. Haz almak bir eğlenceyse, pizza yerken de eğlenebilir bir insan. Eğlencesine karışmak gibi olmasın ama çok yememeli o kişiler. Yoksa ciddi sağlık problemleri kaçınılmaz olur.
Girişi gerçekleştirdiğimize göre ana konumuza geçelim. İnsanların bazıları, eğlence kavramını yanlış anlıyor. Eğlenceye aynı zamanda haz demiştik. Şimdi de mutluluk ve haz arasındaki ince çizgiye değinelim. Haz anlıktır, mutluluk ise anıdır. Sosyal medyada bir örnek gördüm hoşuma gitti; Haz kahkahadır, mutluluk tebessüm… Bu sözden de hareketle “eğlence” diye adlandırılan kavrama haz da denilebilir. Özellikle gençler, anlık haz yaşamak için, ömürlük mutluluklardan vazgeçiyorlar. İster kamu spotu gibi algılayın, ister nasihat olarak… Anlayan anlamıştır diye düşünüyorum. Tam şuanda sokağa çıkıp bir kişiye, “hayalindeki mesleği 10 bin lira maaşla yapmak mı istersin yoksa anında 250 bin lira mı istersin” diye sorsanız, yarısı hatta belki yarısından da fazlası anında 250 bin lira ister. Haz ve anı yaşamak çoğu kişi için çok daha önemli. Özellikle ilişki konusunda, mutluluk yerine, hazzı tercih edenlerin sayısı aştı gidiyor. İnsanların iradesine karışmak mümkün değil. Ancak onların inisiyatifine bağlı kalıcı mutluluklar… Ki aldığı hazdan sonra mutluluğu isteyeceğini düşünmüyorum. Onlar eğlenmeye devam etsin, bir gün haz kaynağı yitip, gittiğinde, mutluluğun kaynağına sahip olmadığı için gümler. Ben size söyleyeyim…