Yiğitefe Şahin
Köşe Yazarı
Yiğitefe Şahin
 

Suçu dramatize eden “KÜTÜK”

Bildiğiniz üzere, televizyonda uygun olmayacak bazı görüntülere ve sahnelere bir kuruluş tarafından yaptırım uygulanıyor. Para cezası, yayın cezası vesaire… Peki, bu yaptırımlar doğru mu? Kimi zaman evet… Ama şu bir gerçek ki, resmen adam seçicilik var. Uzun süredir var. Bugün, gazete manşetlerinde gördüğüm haberden bahsedeyim sizlere. Bir yarışma programının ön gösterimine, yarışmada gerçekleşen tartışmadan bir kesit koyulmuş. Saldırganlık içerdiği için yaptırım uygulanmış. Gözlerime inanamadım. Şaka gibiler yemin ediyorum. Sorsanız, saldırganlığa özendiriyorlar diyecekler. Utanmazlara şunu söylemek istiyorum; ülkemizde -ne yazık ki- sık görülen tecavüz ve taciz vakaları daha da artarken, üstüne bunu dizilerde bastırmak, dizilerde bunun en üst seviyelerini göstermek ve senaryosunda kadına uç derecede şiddet bulunan dizilerin gerçek hayatı acılarını yansıtıyor; ama tartışma, itişme kakışma saldırganlığa teşvik öyle mi? Ben böyle zihniyete tüküreyim. Konusu kadına şiddet, taciz, tecavüz, yasak aşk, zengin ve fakir bireyin sevdasından öteye geçmeyen Türk dizileri ile dolup taşan TV programlarının getirdiği bıkkınlığı, farklı bir konsept ile insanlardan almaya çalışan yarışma programına ceza geliyor. “Duy da inanma” denecek cinsten. Konusu yasak aşktan başka bir şey olmayan diziler, 12-15 yaş arasındaki çocuklarda inanılmaz bir “flörtöz” kimliği oluşturmasına rağmen, yasaklanmayan masum dizilerse, dizilerinizde cinselliği de açık seçik gösterin o halde. Hani savunuyorlar ya, “hayatın içinde olan şeyler bunlar” diye. Herkes işine geldiği gibi konuşuyor. Bu gibi haberlere daha önce de denk geldim. Yasak aşkı dramatikleştirip özendiren bunlar değil mi? Aldatmayı, sinsiliği, dedikoduyu, hainliği her türlü pisliği özendirip sonra da gerçek hayat diyorlar. Ondan sonra sosyal medyada 10-18 yaş arasındaki çocukların ve gençlerin sosyal medyada ilk ilişkileri bittikten sonra, sanki tüm tanıdıkları vefat etmiş gibi davranması size anormal geliyor. Dizi senaristleri, yönetmenleri ve fikir verenleri, 18 yaş altı kişilere, “aşk” kelimesini öyle empoze etti ki… Artık hepsi aşkı, su ve yemeğe olan ihtiyaçları gibi görüyorlar. “İlla sevgilim olsun, ben de onunla dizide gördüğüm gibi yaşayayım” vesaire… İnsanlık suçu diyebileceğimiz olaylar TV’de “gerçekler” kılıfı uydurularak yayınlanırken, herkesin yaşayabileceği tartışmalar “özendirme” diyerek cezaya maruz kalıyor. Çelişkinin de böylesi diyebilir miyiz? Bu Kurum, kafasına ne eserse onu yapıyor sanırım. Canları sıkılınca “lan”  gibi belli anlamı olmayan tepki sözcüğüne ceza keserler. Sıkılmazsa taciziydi, yasak aşkıydı, boynuzlamasıydı falanıydı filanıydı yayınlarlar. Sorsan, lan ağzı bozar, ama eşini aldatmak normalleştiriliyor. Bu kadarına da pes artık! Her gördüğüne özenecek kişiler de varsa onlar yandı ben siz söyleyeyim. Çağ öyle bir noktaya geldi ki, her türlü video, yazı, hesap, teknoloji imkânı insanların ellerinde. Oradan özenirlerse ne olacak yoksa, onun da önüne geçebilecek misiniz pek saygıdeğer kurum?
Ekleme Tarihi: 07 Şubat 2022 - Pazartesi
Yiğitefe Şahin

Suçu dramatize eden “KÜTÜK”

Bildiğiniz üzere, televizyonda uygun olmayacak bazı görüntülere ve sahnelere bir kuruluş tarafından yaptırım uygulanıyor. Para cezası, yayın cezası vesaire… Peki, bu yaptırımlar doğru mu? Kimi zaman evet… Ama şu bir gerçek ki, resmen adam seçicilik var. Uzun süredir var. Bugün, gazete manşetlerinde gördüğüm haberden bahsedeyim sizlere. Bir yarışma programının ön gösterimine, yarışmada gerçekleşen tartışmadan bir kesit koyulmuş. Saldırganlık içerdiği için yaptırım uygulanmış. Gözlerime inanamadım. Şaka gibiler yemin ediyorum. Sorsanız, saldırganlığa özendiriyorlar diyecekler. Utanmazlara şunu söylemek istiyorum; ülkemizde -ne yazık ki- sık görülen tecavüz ve taciz vakaları daha da artarken, üstüne bunu dizilerde bastırmak, dizilerde bunun en üst seviyelerini göstermek ve senaryosunda kadına uç derecede şiddet bulunan dizilerin gerçek hayatı acılarını yansıtıyor; ama tartışma, itişme kakışma saldırganlığa teşvik öyle mi? Ben böyle zihniyete tüküreyim. Konusu kadına şiddet, taciz, tecavüz, yasak aşk, zengin ve fakir bireyin sevdasından öteye geçmeyen Türk dizileri ile dolup taşan TV programlarının getirdiği bıkkınlığı, farklı bir konsept ile insanlardan almaya çalışan yarışma programına ceza geliyor. “Duy da inanma” denecek cinsten. Konusu yasak aşktan başka bir şey olmayan diziler, 12-15 yaş arasındaki çocuklarda inanılmaz bir “flörtöz” kimliği oluşturmasına rağmen, yasaklanmayan masum dizilerse, dizilerinizde cinselliği de açık seçik gösterin o halde. Hani savunuyorlar ya, “hayatın içinde olan şeyler bunlar” diye. Herkes işine geldiği gibi konuşuyor. Bu gibi haberlere daha önce de denk geldim.

Yasak aşkı dramatikleştirip özendiren bunlar değil mi? Aldatmayı, sinsiliği, dedikoduyu, hainliği her türlü pisliği özendirip sonra da gerçek hayat diyorlar. Ondan sonra sosyal medyada 10-18 yaş arasındaki çocukların ve gençlerin sosyal medyada ilk ilişkileri bittikten sonra, sanki tüm tanıdıkları vefat etmiş gibi davranması size anormal geliyor. Dizi senaristleri, yönetmenleri ve fikir verenleri, 18 yaş altı kişilere, “aşk” kelimesini öyle empoze etti ki… Artık hepsi aşkı, su ve yemeğe olan ihtiyaçları gibi görüyorlar. “İlla sevgilim olsun, ben de onunla dizide gördüğüm gibi yaşayayım” vesaire…

İnsanlık suçu diyebileceğimiz olaylar TV’de “gerçekler” kılıfı uydurularak yayınlanırken, herkesin yaşayabileceği tartışmalar “özendirme” diyerek cezaya maruz kalıyor. Çelişkinin de böylesi diyebilir miyiz? Bu Kurum, kafasına ne eserse onu yapıyor sanırım. Canları sıkılınca “lan”  gibi belli anlamı olmayan tepki sözcüğüne ceza keserler. Sıkılmazsa taciziydi, yasak aşkıydı, boynuzlamasıydı falanıydı filanıydı yayınlarlar. Sorsan, lan ağzı bozar, ama eşini aldatmak normalleştiriliyor. Bu kadarına da pes artık!

Her gördüğüne özenecek kişiler de varsa onlar yandı ben siz söyleyeyim. Çağ öyle bir noktaya geldi ki, her türlü video, yazı, hesap, teknoloji imkânı insanların ellerinde. Oradan özenirlerse ne olacak yoksa, onun da önüne geçebilecek misiniz pek saygıdeğer kurum?

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.