Siyasi olarak kim kimi yönetiyor sorusu değil bu soru. Bir insanın şekillenmesinde en etkili olan amilden bahsediyorum. Hayatın içinde nasıl bir tavır ve davranışımızın olacağını ifade eden tutumların bize öğretilmesi meselesi. Ailemiz, okulumuz, çevremiz, arkadaşlarımız, içtimai ve cemiyetin içinde şekil şemal alırken hangi hissiyata göre kimlik, kişilik ve karakterimiz olur sorusu çok göz ardı edilen ve az konuşulan bir mevzudur. Gün geldi devran değişince insanların bu hususları da elbette değişmiş olabilir. Bu hafta içinde eskiden beri hasbıhal ettiğimiz esnaf arkadaşlarım ile bu “kim kimi nasıl yönetiyor?” mevzunda epey bir çene patlattık. Değişen zaman ve insanlarının yeni halini kendimizce konuştuk durduk. Mevzunun en önemli yanı olan internet ve onun hakimiyetini kendimizce çay içtiğimiz masaya yatırıp kıymeti harbiyesini mana’landırmaya çabaladık. Ben her zaman olduğu gibi işim dışında bu internet ve bilgisayarla zaman öldürmem. Gören zaten görüyor, sabah akşam çarşı pazar yürür ve bisikletim ile gezerim, habere giderim. İyi ki eskiden bu insanın aklını başından alan, göz kamaştıran ve robotik köle haline gelmemizi ana ilke olarak bize dikte eden yapıya karşıyım. Benim gibi çok insanda karşı. İşi gücü olan bunu kullanabilir.
Şimdi insanları yönetmek daha kolay gibi görünüyor. Özellikle yeni nesil olduğu söylenen en küçük yaş grubundan 5-6 yaştan itibaren diyelim, onlarda telefonsuz nefes alamıyor; bugünlerde 30 yaş üstüne kadar hızla seyreden, internet ile haşır neşir olan grup yani, (bunun üstündeki yaşlarda var ancak o kadar ihtiyaç duymuyorlar sanırım) gözünü bile kırpmadan, nefes almadan, yemek yemeden, su bile içmeden, helaya gitmeden, uyku nedir bilmeden, sağını solunu görmeden, pür dikkat mavi ekrandan saniye bile sektirmeden baktıkları dünyanın içinde esir olmuş haldeler. Görüyoruz, duyuyoruz, dertleşiyoruz, üzülüyoruz, kızıyoruz, kavga ediyoruz ancak bir çare bulamıyoruz gibi. Bu söylediğim grup için mavi ekran çok cezbedici ve körleştirici. Çok sayıda gördüğüm içinde durumu biliyorum. Yahu, nerede ise anasını babasını unutanla karşılaştım. Kendisinin bir internet ağı ile doğduğunu sanan var. Adı çokta önemli değil bu ağların. Onunla doğup büyüdüğünü ve ölene kadarda öyle gideceğini ifade eden insanlar var aramızda desem başım ağrımaz. İnterneti kullananlar onu yönettiğini zannediyor, her şeyi bildiklerini, akıl ve zekanın tek sahibi olduklarını, hiçbir şey kaçırmadıklarını, bu aletlere hakim olduklarını, istedikleri gibi hareket ettiklerini söyleyerek nasıl bir işin içinde olduklarını kendileri söylüyor. Şimdi, “kim kimi nasıl yönetiyor?” sorusunu soralım ve cevapları alalım!