Erhan GÜNDOĞAR
Köşe Yazarı
Erhan GÜNDOĞAR
 

TRAVMASI VARMIŞ!

Herhalde kafasını duvara vurmuş bu şahsiyet, ya da yolda giderken ayağı taşa takılmış ki; duvarlara yazmış “travma” diye. Yanında da başka yabancı kelimelerden yazdığı birkaç kelime daha. Yazan büyük bir ihtimal ile genç bir uşak. Yaşını en çok 15-17 civarında olduğunu tahmin ediyorum. Korkunç bir hayat içinden geldiğini sanıyor kendini herhalde? Alfabe’nin son harfinin olduğu veya harfin kalmadığından olsa gerek; travmasının sadece kendine has olduğunu sanıyor. Bu kelimenin Türkçe manası ise(Yunanca ve latince aslının tam çevrisi olmasa bile) yaralanma, yara alma,(yani silahlı olan değil, aşk acısı gibi şeyler, ret edilme, arkadaş arasında ki tartışmalar falan) örselenme gelir gibi. İnşallah kafasını duvara vurduğunda beyni bir zarar görmemiştir. Ha bu kişiyi tanıdığım falanda yok. Hafta içinde İhsaniye mahallesinin sokaklarında bisikletim ile gezerken bir sokak duvarında bu kelimenin yazıldığını görünce bunu yazayım da üzerimden vebali atayım dedim. Bu travma işleri, modern bir dili işaret ediyor. Bunu unutmadan yazalım köşeyi. Oldum bittim bu modern olduğu ifade edilen şeylere karşı bir kaşıntım oluyor. Çok eskiden de bu ülke toprakların da hayatları gelip geçen, şimdi, nefes alıp veren onca insan bu travmanın T’sini bile hissetmeden ikamet ediyor. Bizde en yakın korku, çaresiz olma, derdine derman bulamama, uzun süreli yas tutma, hüzün, kederin devamı bağlantılı olarak çokça yazılmış ve daha sonra stres denen kelimeye yakın bir anlam ile bugünlere kadar gelmiş. Tamam anlarım, bir insanın çocukluğundan itibaren her yaşında bir sıkıntısı olur, çözüm bulamadığına inandığı bir şey vardır, parasız kalmıştır, ana babasından hoyrat davranışlar görmüştür, okulda ezilmiştir, iş yerinde hak ettiğini görmemiştir, borcu olmuştur, alacağı olmuştur, kavga etmiştir, daha sayabileceğim çok sayıda ruhunu sıkan, örseleyen, darmadağın eden olay veya vukuat olmuş olabilir. Bunların hepsi bir arada kolay kolay olmaz. En fazla bir ikisi insanın başına gelir. Savaştır, yokluktur, ailenin durumu iyi olmadığı için kendini iyi hissetmesin, kız veya erkek arkadaşın seni terk etmiştir falan. Senden önce insanlarda olmuştur ve bir çözüm yolu aranıp derman bulunmaya çabalanmıştır. Ne bir yer altında kömür çıkartmışsın, ne bir ağır sanayi işinde emek harcamışsın, askerlik yapmamışsın, bir amir müdür emrinde mesai harcamışsın, ne üç beş çocuğun için eve ekmek götürme derdin olmuştur, velhasıl onca sıkıntılı iş içinde bir kez bile ter dökmeden hayatın içinde her daim olan, olacak yaralanmaların sinek ısırığı kadar bile olmayan aşk acısını büyük bir travma sanırsın. Çalış, para kazan bunların hiçbiri kalmaz aklında, benden söylemesi!     
Ekleme Tarihi: 04 Ekim 2024 - Cuma
Erhan GÜNDOĞAR

TRAVMASI VARMIŞ!

Herhalde kafasını duvara vurmuş bu şahsiyet, ya da yolda giderken ayağı taşa takılmış ki; duvarlara yazmış “travma” diye. Yanında da başka yabancı kelimelerden yazdığı birkaç kelime daha. Yazan büyük bir ihtimal ile genç bir uşak. Yaşını en çok 15-17 civarında olduğunu tahmin ediyorum. Korkunç bir hayat içinden geldiğini sanıyor kendini herhalde?

Alfabe’nin son harfinin olduğu veya harfin kalmadığından olsa gerek; travmasının sadece kendine has olduğunu sanıyor. Bu kelimenin Türkçe manası ise(Yunanca ve latince aslının tam çevrisi olmasa bile) yaralanma, yara alma,(yani silahlı olan değil, aşk acısı gibi şeyler, ret edilme, arkadaş arasında ki tartışmalar falan) örselenme gelir gibi. İnşallah kafasını duvara vurduğunda beyni bir zarar görmemiştir. Ha bu kişiyi tanıdığım falanda yok. Hafta içinde İhsaniye mahallesinin sokaklarında bisikletim ile gezerken bir sokak duvarında bu kelimenin yazıldığını görünce bunu yazayım da üzerimden vebali atayım dedim.

Bu travma işleri, modern bir dili işaret ediyor. Bunu unutmadan yazalım köşeyi. Oldum bittim bu modern olduğu ifade edilen şeylere karşı bir kaşıntım oluyor. Çok eskiden de bu ülke toprakların da hayatları gelip geçen, şimdi, nefes alıp veren onca insan bu travmanın T’sini bile hissetmeden ikamet ediyor. Bizde en yakın korku, çaresiz olma, derdine derman bulamama, uzun süreli yas tutma, hüzün, kederin devamı bağlantılı olarak çokça yazılmış ve daha sonra stres denen kelimeye yakın bir anlam ile bugünlere kadar gelmiş. Tamam anlarım, bir insanın çocukluğundan itibaren her yaşında bir sıkıntısı olur, çözüm bulamadığına inandığı bir şey vardır, parasız kalmıştır, ana babasından hoyrat davranışlar görmüştür, okulda ezilmiştir, iş yerinde hak ettiğini görmemiştir, borcu olmuştur, alacağı olmuştur, kavga etmiştir, daha sayabileceğim çok sayıda ruhunu sıkan, örseleyen, darmadağın eden olay veya vukuat olmuş olabilir. Bunların hepsi bir arada kolay kolay olmaz. En fazla bir ikisi insanın başına gelir. Savaştır, yokluktur, ailenin durumu iyi olmadığı için kendini iyi hissetmesin, kız veya erkek arkadaşın seni terk etmiştir falan. Senden önce insanlarda olmuştur ve bir çözüm yolu aranıp derman bulunmaya çabalanmıştır.

Ne bir yer altında kömür çıkartmışsın, ne bir ağır sanayi işinde emek harcamışsın, askerlik yapmamışsın, bir amir müdür emrinde mesai harcamışsın, ne üç beş çocuğun için eve ekmek götürme derdin olmuştur, velhasıl onca sıkıntılı iş içinde bir kez bile ter dökmeden hayatın içinde her daim olan, olacak yaralanmaların sinek ısırığı kadar bile olmayan aşk acısını büyük bir travma sanırsın. Çalış, para kazan bunların hiçbiri kalmaz aklında, benden söylemesi!   

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.