Erhan GÜNDOĞAR
Köşe Yazarı
Erhan GÜNDOĞAR
 

İNSANI UYUZ EDEN KELİMELERDEN BİRİ DAHA

İlk duyduğumda da beni afallatmıştı. Son senelerde nereden zuhur ettiğini bir türlü kestiremediğimiz çok sayıda kelime havalarda uçup duruyor. Birileri, birisinin kulağına üflüyor ve bu kelimeleri kullanın diyor. Bunlardan biri “Yanıt” kelimesi. Acayip uyuz olduğum bir kelime. Aslında kelime falan değil. Biri şeyinden uydurmuş ve cevap kelimesinin yerine kendince yerleştirmiş. Her duyduğumda, okuduğumda, bir yerde gördüğümde gerim gerim geriliyorum. O anda orada olsam kavga kan gövdeyi götürecek kadar kendimden geçiyorum. Sonra basın yayın yerine kurgulanan ve kullanımı için sanki yasa çıkmış gibi bunu insan beynine nakış gibi işlemek istiyorlar. Medya, daha ilk duyduğum anda berbat bir şey olduğunu idrak ettim. Bir gün bile yazılarımda kullanmış değilim. Mis gibi basın yayın ne güne duruyor. Epeyce bir bu gibi berbat ve uyduruk kelime ile mücadele ediyoruz. Gazetelerde, tv’lerde, kitaplarda, dergilerde, basılı çok yayın ve belgede bu insanı irkilten kelimeleri gördükçe, okuma hevesim kaçıyor, duydukça duyduğum yerden apar topar uzaklara gitmek istiyorum. Hele bunları kullanan devlet büyüğü, siyasi, yazar, Türkçe’ye gözü gibi bakanlarıda görünce insan kalpten gidecek kadar oluyor. Şimdi de her şeyde olduğu ifade edilen “sürdürülebilirlik” kelimesi ortalıkta salınıp duruyor. İlle de insanların beynine bunu zerk edeceğiz gibi bizi zorluyorlar. Her yerde var bu cins kelime. Bana göre kelime bile değil. Yazmakta ve söylemekte zor. Aynen şu “yenilenebilir” kelimesi gibi. Bunu ilk okuduğumda yenen bir şeyden bahsediyorlar sandım. Benim gibi çok kişi de aynı şekilde anlamış sonradan öğrendiğime göre. Mis gibi bir Türkçe varken böyle ebegümeci gibi garip kelimeler hayatımız içinde cirit atıyor. Ebegümeci de güzel bu arada kelime olarak. Zaten yabancı dillerin sultasından sıdkımız sıyrılmışken, küresel lafazanlar istedi diyerek, illa ki, her şeyin sürdürülmesini istemenin kime ne faydası olacak, diye sormak lazım. Bilim, sanat, kültür, spor ve aklınıza gelen her şeyde bir “sürdürülebilirlik” kelimesi eksik değil. Çok uyuz bir kelime. Yahu insan doğar, büyür ve bu Dünya’dan göçer gider. Peki ne oldu o zaman? Hikaye oldu sürdürülebilirlik şeysi. Hepsi fasa fiso yani. Süren ve kalıcı hiçbir şey yok. Uyuz etmeyin bizi!                 
Ekleme Tarihi: 08 Aralık 2023 - Cuma
Erhan GÜNDOĞAR

İNSANI UYUZ EDEN KELİMELERDEN BİRİ DAHA

İlk duyduğumda da beni afallatmıştı. Son senelerde nereden zuhur ettiğini bir türlü kestiremediğimiz çok sayıda kelime havalarda uçup duruyor. Birileri, birisinin kulağına üflüyor ve bu kelimeleri kullanın diyor. Bunlardan biri “Yanıt” kelimesi. Acayip uyuz olduğum bir kelime. Aslında kelime falan değil. Biri şeyinden uydurmuş ve cevap kelimesinin yerine kendince yerleştirmiş. Her duyduğumda, okuduğumda, bir yerde gördüğümde gerim gerim geriliyorum. O anda orada olsam kavga kan gövdeyi götürecek kadar kendimden geçiyorum. Sonra basın yayın yerine kurgulanan ve kullanımı için sanki yasa çıkmış gibi bunu insan beynine nakış gibi işlemek istiyorlar. Medya, daha ilk duyduğum anda berbat bir şey olduğunu idrak ettim. Bir gün bile yazılarımda kullanmış değilim. Mis gibi basın yayın ne güne duruyor. Epeyce bir bu gibi berbat ve uyduruk kelime ile mücadele ediyoruz. Gazetelerde, tv’lerde, kitaplarda, dergilerde, basılı çok yayın ve belgede bu insanı irkilten kelimeleri gördükçe, okuma hevesim kaçıyor, duydukça duyduğum yerden apar topar uzaklara gitmek istiyorum. Hele bunları kullanan devlet büyüğü, siyasi, yazar, Türkçe’ye gözü gibi bakanlarıda görünce insan kalpten gidecek kadar oluyor. Şimdi de her şeyde olduğu ifade edilen “sürdürülebilirlik” kelimesi ortalıkta salınıp duruyor. İlle de insanların beynine bunu zerk edeceğiz gibi bizi zorluyorlar. Her yerde var bu cins kelime. Bana göre kelime bile değil. Yazmakta ve söylemekte zor. Aynen şu “yenilenebilir” kelimesi gibi. Bunu ilk okuduğumda yenen bir şeyden bahsediyorlar sandım. Benim gibi çok kişi de aynı şekilde anlamış sonradan öğrendiğime göre. Mis gibi bir Türkçe varken böyle ebegümeci gibi garip kelimeler hayatımız içinde cirit atıyor. Ebegümeci de güzel bu arada kelime olarak. Zaten yabancı dillerin sultasından sıdkımız sıyrılmışken, küresel lafazanlar istedi diyerek, illa ki, her şeyin sürdürülmesini istemenin kime ne faydası olacak, diye sormak lazım. Bilim, sanat, kültür, spor ve aklınıza gelen her şeyde bir “sürdürülebilirlik” kelimesi eksik değil. Çok uyuz bir kelime. Yahu insan doğar, büyür ve bu Dünya’dan göçer gider. Peki ne oldu o zaman? Hikaye oldu sürdürülebilirlik şeysi. Hepsi fasa fiso yani. Süren ve kalıcı hiçbir şey yok. Uyuz etmeyin bizi!                 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.