Hafta içi bir yere gitmek için meydandan yürüyerek geçiyordum. Atatürk anıtının orada oturmuş birkaç ihtiyar kendi arasında laflıyordu. Yavaş yürüdüğüm içinde lafladıklarını rahatça duydum. Şöyle biraz ayak diredim ve ne laf ediyorlar, diye isteyerek kulak misafiri oldum. Başında şapka olan ve 70 yaş civarında olan ağbimiz, “iyilikten maraz doğar, ben ona demiştim” diye bir şey söyledi. Durdum bunu duyunca, şu emmime bir laf edeyim, “ne demek bu emmi, niye iyilikten maraz doğsun ki” diyerek sert bir şut atayım dedim, ama sonra vazgeçtim. Birde onlar ile meydan da ağız dalaşına girmemeyim diyerek “fesuphanallah” çekerek yola devam ettim. Yolda giderken, bu atasözünün son birkaç sene içinde hep bu menfi yanını ile söylendiğini duyduğumu hatırladım.
Ben büyüklerden, çevremden, hocalarımdan, çalıştığım yerlerde, daha birçok yerde iyiliğin vazgeçilmez ve hep yapılması gereken bir his olduğunu öğrendim.
Sonra sonra havalar değişti, iklim değişti, karakterler değişti, para pul, maddiyat ve modernite denilen rüzgar ile insan değişti. Kötülüğün(batının dünyaya dayattığı kapitalizm denen yapının)tek geçerli yol olduğunu kabul edenlerin hükmü etkili olmaya başlayınca, insanlar iyiliğin yanından yöresinden geçmeye korkar oldu. Benim için söz konusu değil, bana öğretilen bu hasletleri bir kenara bırakmak. Maraz şuradan buradan doğar, bundan kaçamayız. İyilik varsa, marazda olacak. Önemli olan maraza cevaz vermemek. Kalıp değiştirmeye ve kör olmaya gerek yok. Haa, iyilik yapmaktan imtina eden varsın etsin, kimseye bir bardak su vermek istemeyen vermesin, fakir mi?, varsın ölsün, diyenlerle işimiz olmaz. Öyle mübarek bir zat olmasak ta, iyilikten maraz doğar gibi aşağılık bir lafta düsturumuz değil.
Her melanet, bu kapitalizm denen aşağılık yapıdan neşet ediyor. Bunu bilmeyen yok zaten. Hangi görüşten olursa olsun, buna tapanları, en iyi anlatan laf bu maraz doğar, diyenlerdir. Nasıl oldu, nasıl bu hale gelindi, bunu araştırmak lazım. Hele ki, bu salgın numarası ile bu toprakların insanının en önemli özelliklerini tırpanlamak için elinden gelen küresel yapı, bunda biraz yol aldı diyebilirim. Yardımlaşma, paylaşım, dayanışma, merhamet etme, sağından solundan bir haber olma, mazluma, mağdura, sahip çıkma ve elinden tutma gibi çok sayıda özellikler tırpanlandı ve bunu şimdi daha iyi görmekteyiz. Salgın sürecince sokakta olduğumdan çok şey gördüm ve nasıl bir değişim olduğunu idrak ettim. Çok hikayemiz var. Zamanı gelince yazarız, o zaman bunları öğrenmiş oluruz. Yani “iyilikten maraz doğar” diyenler bu imtihanı kaybetmiştir bana göre!