Geçen gün lokantada yemek yerken bir müzik kanalındaki klipleri de izlemek zorunda kaldım. Tamda gözümün önünde olunca kaçamıyorsun da!
Hadi bir şeye benzese yemekle beraber geçip gider. Ne zaman bir yemek yeme için lokantaya gitsem hep bu abuk sabuk müzik kliplerine denk geliyorum. Gerçi öyle müzik uzmanı falanda değilim, daha önce yazdığım gibi. Hemen hemen herkes kadar anlar ve hoşuma gidenleri zaman geçsin diye dinlerim. Klibin biri bitti ve peşindeki klibe sıra geldi. Bu klibi izlerken yemek mi yedim, dayak mı yedim anlamadım! Nerde ise kendimden geçecektim. Bir şey bu kadar mı berbat olur. Hiç mi insan yaptığı işe özenmez yahu!
Klipte bu ülkede bir zamanlar epeyce bir meşhur olmuş sanatçının(öyle diyelim, türkücü ve arabeskin hu dediği senelerde meşhurdu)oğlu olan bir zat şarkı söylüyordu. İsmi de İstanbul Deniz Otobüsleri’ nin kısaltması gibi bir şeydi. Kendince bir şeyler yazmış ve babasının hatırına meşhur olması hesabıyla o da bundan faydalanıyor gibi. Klip bitene kadar sabırla izledim. Vatandaş şarkıyı söylerken,(şarkıda eften püften sözleriyle zaten bir şeye benzemiyordu)garip garip hareketlerde bulunuyordu. Bir ara dans eder gibi başına sinek konmuşta onu kovalar gibi iki eli ile figürler yapınca; koptum gittim başka dünyalara daldım. 4-5 dakika falan devam etti klip ve vatandaş bu garip hareketleri ile klibi bitirdi.
Ne kadarda kolay bu ülkede meşhur olmak!
Baban meşhur diye, sende meşhur oluyorsun. Ses yok, söz yok, müzik dersen teneke trampet, klip de çektin mi tamam oluyor. Sonra işime döndüm. Bir saat sonra midemde bir ağrı oldu. Yediğim yemekten bir şey oldu zannettim önce. Geçsin diye biraz bekledim ama akşama kadar geçmedi. Bir ara hastaneye gideyim, dedim sonra vazgeçtim. Biraz düşününce midemin niye ağrıdığını anladım. Bu izlediğim bozuk kliplerden olduğunu fark ettiğimde ne ağrı kaldı, ne de bir şey!