Bu ülkenin hamurunda mı var, çamurunda var insan bazen, “bu kadarda olmaz” diye afallayıp duruyor. Çarşamba günüydü yanılmıyorsam; bu ülkenin bir meslek birliği var. O birlik, salgın ile ilgili bir açıklama yapmış ve bir soru sormuş sağlık bakanlığına ve hükümete. Soru şu şekildeydi toparlayabildiğim kadarıyla; bakanlık Dünya Sağlık Örgütü denilen örgütün salgın kodlarının(salgında vaka sayısı, ölüm sayısı, test sayısı, iyileşen sayısı, yoğun bakımda olanların tanımın yapıldığı kodlar)saklanarak verildiğini ve bunun niçin gizlendiğine dair bir sorusu vardı. Bir gün sonra bu birliğin sorusu kendisine yakın olan bir muhalif gazetede manşet olarak yer alınca; “hey Allah’ım bunlarda bu ülkede muhalefet yapıyor ve aklınca eleştiri getiriyordu. Şimdi bu birliğin mutlu olması için salgında kaç kişi vefat etmeli, kaç kişi yoğun bakımda olmalı, vaka sayısı kaç olmalı gibi birçok soru kendilerine sorulmalıdır. Mesela günlük vefat sayısı 300-350 olunca mı daha mutlu olacaklar, yoksa 500 ve üzeri bir vefat sayısı mı, ya da günlük 1000 vefat mı bu arkadaşları keser? Nasıl bir sayı olmalı ki, bu birlikteki insanlar “hah tamam işte bu bize yeter ve biz bundan son derece mutlu oluruz” derler “Allah aşkına nasıl bir anlayıştır bu, bunlar birde birlik olmuşlar.” Ülke ağır bir durum içinde ama bu birliktekilerin tek derdi kaş kişinin vefat ettiği ve bunun niçin saklandığıdır. Şunu anlamadım? Bakanlık vefat sayısını niye saklasın ki, bundan ne gibi bir fayda sağlayacak,  vaka sayısını saklayarak ne elde edecek, yoksa vefat edenlerin mirası filan mı varda bu bakanlığı mı kalacak gibi çok sayıda soru bu birliktekilere sorulmalıdır. Dünya salgın ile baş etmeye çalışıyor ve ülkemizde bu birliğin tek derdi, “niye bu kadar az insan vefat ettiğidir. Vardır bir bildikleri ne diyeyim.