Erhan GÜNDOĞAR
Köşe Yazarı
Erhan GÜNDOĞAR
 

'Kışın gelmesini dört gözle bekliyorlar'

Son birkaç yıldır Karadeniz bölgesini etkileyen küresel ısınmanın getirdiği sıcak hava dalgası bu yazında Bulancak ve çevresinde de hayatı zorlaştırmaya devam ederken, bunaltıcı sıcaklar altında çalışan insanlarında nasıl çalıştıklarına dair bir haber yapalım diyerek Bulancak'ta en sıcak olan işyerlerinden iki fırında ki çalışanlar ile sohbet ederek; sıcağın onlar için ne ifade ediyor olduğunu bu sıcak yaz günlerinde öğrenmiş olduk. Biz dışarıda 30 derecenin üzerinde hava sıcaklığından “kahrı perişan olduk” diye şikayet ederek mızmızlanırken fırının içinde 60-70 derece altında, hiçbir soğutucu da yokken, bakalım onlar sıcakla nasıl işlerinin başında çalışıyormuş. İlk durağımız Bulancak ta hızla gelişim gösteren simit fırınlarından ‘Ustam Simit Fırını’na uğrayıp selam verdik ve çalışan arkadaşlara sorduk ve cevap aldık. “Bu sıcak altında yaz günlerinde işinizi nasıl yapıyorsunuz, sıcaktan bunalmıyor musunuz” diye sual ederek Muammer Usta, işletmeci 11 yıllık fırın ustası aynı zamanda, Şenol Usta, Ebru Usta ve 16 yıllık işçi kardeşimiz Hasan Yılmaz çalışmayı kesmeden cevaplamaya çalıştılar. “Valla çalışırken çok sıcak var diye işimizi aksatmamız olmaz. Yazın bu sıcakları çekmek zorundayız. Öyle fırında klima da kullanılmıyor. Unlu mamuller hemen kurumaya başlıyor. Fırın 24 saat yandığı için ve sürekli çalışma olduğundan 50 derece ve üzerine çıkıyor. Sulu gıdaları bu zaman içinde hiç eksik etmeden içiyoruz. Çok bunaltıcı olmasına rağmen alıştık. Ayrıca gün boyunca elbiseleri 4-5 defa değiştiriyoruz. Su, ayran, soda ve de çay içerek susuzluğu gidersek de yemek yemiyoruz. Tek vardiya olarak gece 03.00 da başlıyoruz ve akşam 18.00 kadar aynı sıcak altında işimizi yapıyoruz. Öyle fırsat olsun da denize serinlemeye de gidemiyoruz. Bol bol kilo kaybediyoruz. Yaz bitene kadar 5-10 kilo veriyoruz. 35-36 derece bizim için şenlik havası sayılır. Burada zaten 50-60 dereceye alıştığımız için şu an fırının dışında ki sıcaklık bize çok serin geliyor. Fırındaki banyomuzda günde iki üç defa duş alarak biraz olsun serinliyoruz. O da birkaç dakika sürüyor. Hafta sonu yayla veya denize gidiyoruz eğlenmeye. Bu sıcak ta hasta olmadan çalışıyoruz. Bu sıcak içinde güzel bir uyku hasreti çekiyoruz. İşimizi severek yapıyoruz ve de ‘kışın gelmesini dört gözle bekliyoruz.” Buradan diğer fırın olan Aktay Unlu Gıda ya giderek, buradaki fırın işçileri ile de sohbet ederek aynı sözleri duyduk. Faysal Deniz ve Yüksel Yaslı da, 70 derece sıcakta çalışmaktan memnun. “Biz yıllarca bu sıcaklarda çalışmaya alıştık. Sadece kışın sıkıntı çekmeden işimizi yapıyoruz” dediler.
Ekleme Tarihi: 10 Ağustos 2017 - Perşembe
Erhan GÜNDOĞAR

'Kışın gelmesini dört gözle bekliyorlar'

Son birkaç yıldır Karadeniz bölgesini etkileyen küresel ısınmanın getirdiği sıcak hava dalgası bu yazında Bulancak ve çevresinde de hayatı zorlaştırmaya devam ederken, bunaltıcı sıcaklar altında çalışan insanlarında nasıl çalıştıklarına dair bir haber yapalım diyerek Bulancak'ta en sıcak olan işyerlerinden iki fırında ki çalışanlar ile sohbet ederek; sıcağın onlar için ne ifade ediyor olduğunu bu sıcak yaz günlerinde öğrenmiş olduk.
Biz dışarıda 30 derecenin üzerinde hava sıcaklığından “kahrı perişan olduk” diye şikayet ederek mızmızlanırken fırının içinde 60-70 derece altında, hiçbir soğutucu da yokken, bakalım onlar sıcakla nasıl işlerinin başında çalışıyormuş.
İlk durağımız Bulancak ta hızla gelişim gösteren simit fırınlarından ‘Ustam Simit Fırını’na uğrayıp selam verdik ve çalışan arkadaşlara sorduk ve cevap aldık.
“Bu sıcak altında yaz günlerinde işinizi nasıl yapıyorsunuz, sıcaktan bunalmıyor musunuz” diye sual ederek Muammer Usta, işletmeci 11 yıllık fırın ustası aynı zamanda, Şenol Usta, Ebru Usta ve 16 yıllık işçi kardeşimiz Hasan Yılmaz çalışmayı kesmeden cevaplamaya çalıştılar.
“Valla çalışırken çok sıcak var diye işimizi aksatmamız olmaz. Yazın bu sıcakları çekmek zorundayız. Öyle fırında klima da kullanılmıyor. Unlu mamuller hemen kurumaya başlıyor. Fırın 24 saat yandığı için ve sürekli çalışma olduğundan 50 derece ve üzerine çıkıyor. Sulu gıdaları bu zaman içinde hiç eksik etmeden içiyoruz. Çok bunaltıcı olmasına rağmen alıştık. Ayrıca gün boyunca elbiseleri 4-5 defa değiştiriyoruz. Su, ayran, soda ve de çay içerek susuzluğu gidersek de yemek yemiyoruz. Tek vardiya olarak gece 03.00 da başlıyoruz ve akşam 18.00 kadar aynı sıcak altında işimizi yapıyoruz. Öyle fırsat olsun da denize serinlemeye de gidemiyoruz. Bol bol kilo kaybediyoruz. Yaz bitene kadar 5-10 kilo veriyoruz. 35-36 derece bizim için şenlik havası sayılır. Burada zaten 50-60 dereceye alıştığımız için şu an fırının dışında ki sıcaklık bize çok serin geliyor. Fırındaki banyomuzda günde iki üç defa duş alarak biraz olsun serinliyoruz. O da birkaç dakika sürüyor. Hafta sonu yayla veya denize gidiyoruz eğlenmeye. Bu sıcak ta hasta olmadan çalışıyoruz. Bu sıcak içinde güzel bir uyku hasreti çekiyoruz. İşimizi severek yapıyoruz ve de ‘kışın gelmesini dört gözle bekliyoruz.”
Buradan diğer fırın olan Aktay Unlu Gıda ya giderek, buradaki fırın işçileri ile de sohbet ederek aynı sözleri duyduk. Faysal Deniz ve Yüksel Yaslı da, 70 derece sıcakta çalışmaktan memnun. “Biz yıllarca bu sıcaklarda çalışmaya alıştık. Sadece kışın sıkıntı çekmeden işimizi yapıyoruz” dediler.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.