Dün bizim gazetede İhracatçılar Birliğinin bir haberi vardı. Son dokuz ay içinde yurt dışına satılan fındığın ülkemize 1.964 milyon lira para getirdiği yazıyordu. Okuyunca “vay be, adamlar nasıl çalışmışlar böyle ve ülkemize 2 milyar liraya yakın para kazandırmışlar” diye bir sevindirik oldum. Yahu bunlar adam mı kandırıyor, yoksa seçiyor mu anlamış değilim. İşte Avrupa’ya şu kadar, Amerika’ya şu kadar, denizaşırı ülkelere şu kadar fındık sattık, diye bir afra tafra içindeler ki, sanki Mars’ta hayat emaresine rast geldiler. Bu işi bilmeyen birisi bu haberi okusa, bu arkadaşlara devlet madalyası takarak taltif eder. Fındık yurt dışına satıldığından bu yana son 50 yılı ölçü alırsak 50 yılda öyle ya da böyle(yıllık 1 milyar para geldiğini sayarsak)50 milyar para ülkemize girmiş. Görünüşte korkunç bir para gibi duruyor. Bizi öyle inandırıyorlar. Peki, bu bizden fındığı alanların elde ettiği kazanç ise nedir, diye sorsak bu yetkililere, verecekleri cevap eften püften olacaktır. Dünya’nın en çok fındık alan firması İtalyan firması bizden aldığı; yanlış olmasın 100bin ton fındıktan sadece yıllık 10 milyar lira para kazanıyor. Bizde 9 ayda 294bin ton fındıktan 2 milyara yakın para aldığımızda çok para kazandık, diye zil takıp birde oynamadığımız kalıyor. Hadi bunu 12 ay olarak alalım, 100binton daha satış yaptık kalan 3 ayda, bundan da 300 milyon daha gelir elde ettik. Etti mi size 2.250milyar. Deve de kulak misali daha bu İtalyan firmasının yarısını bile bulabilmiş değiliz. Ama gazetelere beyanat vermede bir sakınca yok. Niye bu firma yıllık olarak bizden daha çok para kazanıyor diye bir dert olmadığından, 6 ayda bir “şu kadar fındık sattık, bu kadar para aldık” haberleri yapılır durur. Aman bu fındıktan daha çok gelir elde edelim, diye bir fikirde olmayınca, al gülüm ver gülüm, kendi aralarında pas atıp dururlar. Fındık üreticileri mi onlarda; harmandaki fındığı kırıp kırp yesinler şifa niyetine, daha ne istiyorlar ki, koronaya’da iyi gelir.