Geriye doğru bir bakış yapınca arada sırada zamanında bizler ne okumuşuz diyerek sorduğum çok oluyor. Eskinden beri dergi okumayı sevdiğim içinde çıkan her dergiden bir tane almayı ve para oldukça da aksatmadan her sayıdan almayı bir görev bildiğim içinde bugüne kadar öyle böyle geldim. Dergiler insan ufkunu açan ve sorgulamayı sağlayan bir okuma alanıdır. Her dergiyi okudukça, aklıma şu geliyor: “Yahu biz bugüne kadar okuduğumuz okullarda neyi okuduk” diye merakla kendime soruyorum. Bu ülkedeki dergicilik çok üst seviyede, okulların ders kitapları ve hocaların bize öğrettiklerinden fersah fersah ileride ve çok şeyi öğretiyor.
Son birkaç senedir takip ettiğim bir derginin bu ayki sayısında okuduklarım, bu okullarda neyi okuyoruz sorusunu bir daha bana sordurttu. Tarihi bir olay ile ilgili bir araştırmacının yazısında, Türkkızılayı’nın, ambleminde çizilen hilalin yani ayın kim tarafından çizildiği, daha doğrusu hilal olmasını sağlayan insanın adı ve yaptığı şeyler yazıyordu. İsim vermeyeceğim. Bende ilk kez buradan öğrendim. Yazıda denildiği gibi de bu kişinin ismi de hiçbir tarih kitabında yazmıyor şifa niyetine! Garip bir tarih anlayışımız var ve okullarda tarih diye okutulan çok şeyinde epeyce eksik olduğunu görmek bu dergiler sayesinde oldu. Elbette çok sayıda kitap ve araştırmada var. Ancak dergiler daha kısa zamanda ve çok farklı türde olunca tarih hakkında bildiklerimiz, insanı derin bir kuyuya atıyor.
Hatta buraya yazamadığım çok şeyde bu dergi ve kitapların sayfalarında okunmayı bekliyor. Bana bir faydası var mı? Onu da sadece ben bilirim. Okullarda birde bu tarihi okutmak lazımdır. Aslında bu ülkenin tarihi, kültürü, geçmişindeki gelenek, sanki bir sisli havanın gerisinde kalmış ve bu sis perdesinin çıkacak rüzgarlar ile kalkmasını bekliyor.
Bir gün okulda mı(açık öğretim fakültesi birinci sınıf olabilir), yoksa üniversite imtihanının birinde mi, sorulan bir soruya öyle bir cevap vermek zorunda kaldım. Soru bir tarih sorusuydu. Cevapların arasında aslında doğru bildiğim şık yoktu. Cevabı bildiğim şık burada yoktu. Soru tam anlamı ile uydurma bir tarih sorusu idi. Buna rağmen, bu şıklardan en yakın olanı işaretledim. Nasıl bir durum içindeyiz artık gerisi size kalmış!