Erhan GÜNDOĞAR
Köşe Yazarı
Erhan GÜNDOĞAR
 

Öfkemiz buz tutmuyor

Malkoçoğlu, Battalgazi, Karaoğlan, ne bileyim daha çok saymak gerekir, diye bu kadar ismi yazdım. Eğer bu insanlar(tarihi çizgi roman ve film kahramanları)evde veya başka bir yerde televizyon izleseler, sosyal meydaya girseler, akılı telefon ile haşır neşir olsalar, sabah akşam karşılaştıkları öfke selinden gözleri dönmüş ve sonunun ne olduğu bilmeden, ha bire kavga eden, elde balta komşusunu kafa göz yaralayan, camını çerçevesini kıran, döken, otopark için ortalığı yangın yerine çevirenleri görseler herhalde, “biz çizi roman da olsak; çok güzel ve iyi günlerde yaşadık” diye sevinir dururlardı. Daha birkaç yazı öncesi bu öfke patlamasının ortaya çıkardığı bir haberden dem vurmuş ve ülkenin nerede ise iyice kafayı yediğini anlatmaya çalışmıştım. Bu yazıdan sonra bir gün geçmeden bir yenisi ile müşerref olduk. Bir sabah sonra yine evden çıkmadan önce, tv’de ki sabah haberinde, İstanbul’da, bir mahallede iki komşu arasındaki park yeri kavgasının ibretlik hali ekranlara gelmişti. İki komşu ailenin park yeri için yaptığı bu kavga akıllara seza. Olacak şeyler değil bunlar. Balta, odun, bıçak, artık o an eline ne gelirse alan ailenin olaydan haberi olmayan ailenin fertlerine bir girişi vardı ki, aman Allah’ım bunlar bir savaş girse tek bir düşmanı sağ komaz, diye içimden geçirdim. Gözü dönmüş, diyeceğim ama elinde balta olan adamın gözü mözü kalmamış. Allah yarattı demeden komşusuna, kafa göz vurdukça vuruyordu. Kimsede adamı durduramıyor ve onlarda nasibini alıyordu. Evden çıktım ve işime gittim. Akşam oldu bu haberin gerisinin ne olduğunu bari izleyeyim, dedim. 2 kişi yaralanmış biri ağır, baltacılardan da 3 kişi tutuklanmış. Sıkıntı ile oturdum ve yemek yedim. Aklım hep bu tür olaylarda ve haberlerde olduğundan, “bu ne öfke Allah’ım” diye diye saatlerim geçti. Öfkemiz bir türlü buz tutmuyor. Soğumuyor içimiz.(Benim böyle bir durumum yok Allah’a şükür, öyle kolay kolay asabım atmaz. Hep sakin olmaya çalışırım.) Dur durak bilmeden, bir öfke selinin içinde, kendimize hakim olamıyor ve büyük bedeller ödediğimiz şeylere yol açıyoruz. Kimse de bu öfkenin sebebini anlamış değil. Yapılan bütün açıklamalar bunu tanımlayamıyor. Bir şeyin içindeyiz ama bilen yok. Bakalım sonu nereye varacak hep birlikte izleyelim.           
Ekleme Tarihi: 24 Ekim 2020 - Cumartesi
Erhan GÜNDOĞAR

Öfkemiz buz tutmuyor

Malkoçoğlu, Battalgazi, Karaoğlan, ne bileyim daha çok saymak gerekir, diye bu kadar ismi yazdım. Eğer bu insanlar(tarihi çizgi roman ve film kahramanları)evde veya başka bir yerde televizyon izleseler, sosyal meydaya girseler, akılı telefon ile haşır neşir olsalar, sabah akşam karşılaştıkları öfke selinden gözleri dönmüş ve sonunun ne olduğu bilmeden, ha bire kavga eden, elde balta komşusunu kafa göz yaralayan, camını çerçevesini kıran, döken, otopark için ortalığı yangın yerine çevirenleri görseler herhalde, “biz çizi roman da olsak; çok güzel ve iyi günlerde yaşadık” diye sevinir dururlardı.

Daha birkaç yazı öncesi bu öfke patlamasının ortaya çıkardığı bir haberden dem vurmuş ve ülkenin nerede ise iyice kafayı yediğini anlatmaya çalışmıştım. Bu yazıdan sonra bir gün geçmeden bir yenisi ile müşerref olduk. Bir sabah sonra yine evden çıkmadan önce, tv’de ki sabah haberinde, İstanbul’da, bir mahallede iki komşu arasındaki park yeri kavgasının ibretlik hali ekranlara gelmişti. İki komşu ailenin park yeri için yaptığı bu kavga akıllara seza. Olacak şeyler değil bunlar. Balta, odun, bıçak, artık o an eline ne gelirse alan ailenin olaydan haberi olmayan ailenin fertlerine bir girişi vardı ki, aman Allah’ım bunlar bir savaş girse tek bir düşmanı sağ komaz, diye içimden geçirdim. Gözü dönmüş, diyeceğim ama elinde balta olan adamın gözü mözü kalmamış. Allah yarattı demeden komşusuna, kafa göz vurdukça vuruyordu. Kimsede adamı durduramıyor ve onlarda nasibini alıyordu. Evden çıktım ve işime gittim. Akşam oldu bu haberin gerisinin ne olduğunu bari izleyeyim, dedim. 2 kişi yaralanmış biri ağır, baltacılardan da 3 kişi tutuklanmış. Sıkıntı ile oturdum ve yemek yedim. Aklım hep bu tür olaylarda ve haberlerde olduğundan, “bu ne öfke Allah’ım” diye diye saatlerim geçti.

Öfkemiz bir türlü buz tutmuyor. Soğumuyor içimiz.(Benim böyle bir durumum yok Allah’a şükür, öyle kolay kolay asabım atmaz. Hep sakin olmaya çalışırım.) Dur durak bilmeden, bir öfke selinin içinde, kendimize hakim olamıyor ve büyük bedeller ödediğimiz şeylere yol açıyoruz.

Kimse de bu öfkenin sebebini anlamış değil. Yapılan bütün açıklamalar bunu tanımlayamıyor. Bir şeyin içindeyiz ama bilen yok. Bakalım sonu nereye varacak hep birlikte izleyelim.           

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.