Bir virüs salgını aklımızı almaya yetti gibi. Bir aydır ülkemizdeki virüs salgını insanların dengesini bozmuş ve ne yapacağını bilmez hale getirmiş. Kimin ne dediği iyice anlaşılmaz olmaya doğru gidiyor. Sakin olunması gereken bu zamanlarda endazenin şirazesi kaçıyor hale gelmiş. Hemen hemen herkes salgın hastalıkları doktoru olmuş, dünya ve ülkemizdeki sorunu çözmüş gibi hareket ediyor ve sosyal medyadan ahkam kesiyor. Bu işin zaten bilenleri vatandaşı bilgilendiriyor ve yapılması gerekenleri açıklıyor. Oysaki bu ülkede daha önce bir salgın ile karşı karşıya kalmış insan sayısı bir eldeki parmak sayısını geçmez.(En yakın salgın 1910’larda olmuş bilindiği kadarıyla, yani bu kişilerinde 110 yaşında falan olması lazım.) Hadi bunu geçtik, ülkeler arası bir ölüm sayıları ile ilgili olarak karşılaştırmalı   değerlendirmelerde aldı başını gidiyor. Sosyal medyada da şu ülkede şu kadar kişi hayatını kaybetmiş, şu ülkede şu kadar ölüm olmuş diye çizelgeler yayınlayarak Türkiye ile kıyas yapılıyor. Bunu bir türlü anlamış değilim. İnsanların ölümlerinden nasıl bir yarış yapılıyor ki; Türkiye’deki vefat sayısı bazılarını kesmemiş olacak ki, salgının en çok etkilediği ülkeler sıralaması yapılarak,  ülkemizde daha çok insanın vefat etmesi bekleniyor gibi bir düşünce hakim oluyor. Bunu anlamadığımı söyledim. Şimdi bu salgında şu ülkede daha çok insan ölünce bize bir faydası ı olacak? Türkiye’de diyelim ki; binlerce insan bu salgından vefat etti.  Sosyal medyada bunu yazanlar ve paylaşanlar “oh bakın ne güzel” mi oldu diyerek göbek falan mı atacaklar insan merak ediyor? Ölümlerden yarış mı yapılacak, en çok can kaybı olan ülkeye birincilik madalyası mı takdim edilecek? Zor zamanlarda hiçte hoş değil bu işler hiçte! Akıl izan bir kere gitti mi, peşinden toplamak çok zor olur. Bu günlerde geçer ve bazıları bundan hicap duyar mı bilmiyorum!