Önce salgın olduğu söylenen salgının rakamlarını bir paylaşalım.
Dünya nüfusu: 7 milyar 900 milyon – Türkiye Nüfusu 83 milyon 614 bin
Dünya’da vakalar 205 milyon 819 bin – Türkiye’de 5 milyon 996 bin
Dünya’da ölüm sayısı 4 milyon 342 bin 366 – Türkiye’de 52 bin 565
Dünya’da iyileşen sayısı 184 milyon 789 bin – Türkiye’de iyileşen kişi sayısı 5 milyon 543 bin
Dünya’da tedavi olan 16 milyon 688 bin – Türkiye’de tedavi olan 400 bin 622
Dünya’da kritik olan 102 bin 407 – Türkiye’de kritik olan 543
Rakamları yayınladık. Bütün rakamlar salgının Dünya nüfusunun sadece %2,5 kadarı, Türkiye’de de %2,5. Peki, hayatını kaybedenlerin oranı Dünya’da %0.5 yani %1 bile değil. Türkiye’de de aynı rakamlar aşağı yukarı birbirine denk gidiyor. Rakamlar bunlar. Fazla söylemeye gerek var mı? Eğer DSÖ’nün açıkladığı bir salgın varsa ve Dünya’yı etkilediyse vaka sayısı ne olmalıydı? Bir salgın varsa Dünya genelinde denildiği gibi şuana kadar(20 ay oldu salgın lafı) virüsten kırılan insan sayısı en az 100 milyon – 200 milyon insanın hayatını kaybetmesi bu açıklamaya uygun olurdu. Görünen o ki, 20 ayda Dünya genelinde hayatını kaybedenlerin sayısı 4,5 milyon bile değil. Bu zaten Dünya genelinde yıllık ölüm rakamlarına tekabül ediyor. Savaşlar, felaketler ve afetler katıldığında Dünya’da yıl içerisinde 10 milyona yakın insan hayatını kaybediyor. Ortalığı ayağa kaldıran bu salgın, o kadar güçlü imiş ki onca bilim adamı, bizim sağlık bakanı, gazeteler, televizyonlar bir türlü salgın rakamlarını yukarı çekemiyorlar. Ülkemizde yıllık ölüm sayısı 500 bine yakın. Salgın var dediler. Hayatını kaybedenler 60 bin bile değil. Diğer ölümler bildiğimiz gibi çok çeşitli sebeplerden oluyor. Sabahtan akşama kadar aşı aşı diye inleyen sağlık bakanlığı verileri ve nüfus istatistikleri bir salgının olmadığını gözümüze sokuyor. Hakikat bu. Şimdi isteyen salgın var mı yok mu kendisi rahatlıkla görebilir ve karar verebilir. Kimseyi kandırmaya ve korkutmaya gerek yok.