Amcamı görünce ister istemez beni bir gülme tuttu. Geçen haftaydı herhalde, öğle sonrası bir tur atayım da bakayım ne var ne yok diye geziyordum. Bir ara Hükümet caddesinin olduğu güzergahta arkadaşın yanına uğrayacaktım. Yürüyerek gittiğim için de sağı solu izliyor ve haber olur mu diye gözlem yaparken, karşı kaldırımda giden bir amcam dikkatimi çekti. Benim amcam değil elbette. Bir baktım ve dediğim gibi gülesim geldi. Benim şekil şemal işim pek olmaz. Üstüme başıma da çok dikkat etmez ve öyle, saat, kolye, künye, kulaklık, güneş gözlüğü gibi akla gelecek süs püs işlerini hiçbir şekilde sevmediğim içinde böyle takıp takılı birisini görünce neymiş diye bakarım herkes gibi. Amcam; yaşı 80’e doğru gelmiş gibiydi. Beli öne doğru kavis yapmış, başında terekli şapka, kırlaşmış sakal bıyık ile beni de görünce bana baktı. Göz göze geldik. Benim ilk dikkatimi de çeken iki kulağında müzik dinlemek için kulaklıktan vardı. Amcam herhalde kulaklıktan müzik dinliyordu. Yüzü güleç, kafası hafif öne eğilmiş, elleri ceplerinde geçerken, benim baktığımı görünce de tebessüm etti ve geçti gitti. Ben gideceğim yere kadar dudağımda belli belirsiz bir gülme ile vardım. Tabii bu arada gideceğim yere giderken, aklımdan, bu da güzel bir köşe olur, amcam şekil şemal yapmış diyerek kafamda yazıyı yazmaya başladım. Birkaç sene öncesine kadar radyo, sonra televizyon, daha sonra volkmen gibi ses ve görüntülü iletişim araçlarına sahip olanların şekil şemal değişikliğini görmüş ve buna malzeme olan hikayeler duyarak okumuştuk. Değişim olur ve insan bundan öyle ya da böyle etkilenir. Kendisini bir yere ait hissete duygusu insanı şekilde şekile sokar ve insanın üzerinde kalıcı olabilir. Amcam köyden geldi ise, torun torbadan gördüyse, bende bunu yaparım demiş olabilir. Bu kulaklık bir cep telefonu bağlı olduğu içinde belki de haber dinliyordu, onu bilemem. Günahını almayayım.
Bir zamanlar İstanbul’a çalışmaya gitmiş bir arkadaşım bir yaz tatilinde izne gelmiş ve kolunda demir bileklik, parmağında yüzükler, pantolonun belinde 2 metreye yaklaşan bir zincir ve ayağında demir ökçeli bir bot vardı. Sorduk ona ve heavy metal akımın süsü püsüymüş bu takıp takıştırdıkları. Şimdi ise sıradan biri bu arkadaş. Amcamın da bu hevesi geçer de aslına döner diyorum.