Sadece Bulancaklının değil, bu ülkede nefes alan herkesin en çok sıkıntı çektiği mevzulardan biri elbette trafiktir. Herkesin başına mutlaka öyle ya da böyle bir gün trafik ile ilgili bir şey gelmiştir. Kendisinin gelmese bile yakınlarının, arkadaşlarının, tanıdık tanımadık birisi trafik ile karşı karşıya gelmiştir. Burada bahsettiğim sadece vatandaşlar ile kural nizam tanımayan araç sahiplerinin arasındaki sıkıntıdır. Trafik polisi veya bu işle ilgilenen kimseler mevzunun dışında kalıyor.
Her neyse bu hafta içinde Bulancak içinde şahit olduğum trafikte karşılaştığım vurdumduymazlıktır. Pazartesi günü, hastaneye uğradım(aşı için falan değil hemen de sevindiniz yani, gazete için haftanın 3 günü uğrarım)ve geri gelirken Gıcıklı köprüsünün oradan geçip yoluma devam edecektim. Salı pazarı içinde Pazar esnafı kendi alanı içinde tezgahlarını yerleştiriyor ve ortalık biraz karışıktı.
Araçlardan yolun bana göre sol tarafında geçilecek yer bırakılmamıştı. “Ne oluyor” diye yavaşça giderek yola bakınca il dışından bir araç ters yöne çekmiş ve sürücüsü yoktu. Arkadan gelen ve sağdan giden araçlar ister istemez yolu tıkamış halde, herkes bir birine bakıyordu. Biraz bekledim. Haber çıkar diye ama haberde çıkmadı. Ters yöne çeken kişi ortalıkta yoktu. Onun arkasından gelen araç ve ondan sonraki araç sürücüleri, araçlardan çıktı ve birbirine “yol versene” diye bağırıp durdu. Ben kaldırma çıktım ve yoluma devam ettim. Geriye bakmadım, ters yöne çeken sürücünün keyfi ne zaman geldi bilmiyorum. Zaten gün içinde bu şekilde onlarca durum ile karşılaşıyorum. Bir gün sonra akşam oldu ve eve gidiyorum. Eski cezaevinin oradan uzun sokağa girecektim. Hop yaya geçişinin olduğu yerde bir araç yolun ortasına park yapmıştı. O sırada trafik polis aracı geldi ve aracın plakasını anons etti. Kimse gelmedi ve anons 3-4 defa tekrar edildi. İnanın araç sürücüsü tınmadı bile. Bekledim bakalım biri gelecek mi, diye, gelen giden olmadı. Adamlar çok rahat canım. İstediği gibi park edebilir ve trafik aksamış falan, diye de dert etmiyorlar anlaşılan.
Bir gün sonra yine, kütüphane tarafından geliyorum,(hiç oturmaz mısın sen be adam diyebilirsiniz, bizim iş ancak böyle yapılıyor ha bire gezeceksin)ağbim motoru son gaza vermiş, sanırsın acil servise yetişecek. Tabii kask, ehliyet yok, soran da yok ki ayrıca, geçip gitti ve rüzgarı kaldı. Birisine çarpsa, geriye bile bakacak değil.
Evet içişleri bakanım, siz bu trafiği yola getirin, salgını ben 24 saatte bitiririm. Söz vallah!