Nerede ise üç aydır nefesimizi kesen ve bize karalar bağlatan salgında önemli bir adım atılarak ülkece yeni olduğu ifade edilen düzene geçiş yaptık. 1 Haziran sabahından itibaren Ballıca’dan başlayarak, Bulancak içinde epeyce bir bisikletim ile gezerek durum nedir diye etrafı kollaçan ettim.
Akşam saatlerine kadar da bu gezmelerim devam etti. Bu arada iş yerleri ve vatandaşlarda sohbet ederek hal hatır sordum. 3 ayın getirdiği o bulanık ve karamsar hava çok hızlı bir şekilde kaybolmaya başlamıştı. Her yer cıvıl cıvıl ve hareketliydi. Buda bizleri mutlu etmeye yetiyor. Sanki sıkıyönetim varmış gibi bir havanın ardından ülkeye bir özgürlük havası gelmiş gibi oldu.
Hemen hemen herkesin yüzü gülüyor ve birbiri ile muhabbet ederek hasret gidermeye çalışıyordu. Bu ülkenin insanı olarak çok sıkıntılı dönemleri geçenler olarak bu salgın sürecini de hep birlikte az bir hasar ve insan kaybı ile atlatıyoruz. Daha her şey sona ermedi. 6-7 ay sonra aşı veya ilaçta bulunduğunda “oh be” diyebiliriz. Ondan sonrası ancak bayram olur.
Yani tedbirlerin gevşetilmesine gerek yok. Bunlar ile feraha çıkıp, kaldığımız yerden devam ederiz hayırlısı ile. Tarih boyunca her türlü sıkıntıya göğüs germiş bir millet olarak bunu da başımızdan defedeceğiz. Yalnız bizim bir huyumuz var millet olarak; gevşeyelim derken, cıvataları tam gevşetiyoruz. Buna daha zaman var. Sabırlı olmak yeterlidir.
Dünde Piraziz’de işimizi yaparken, vatandaşın yüzünde güller açmış gibi gülmesini görünce, az bir şey daha kaldı demekten kendimi alamadım.
İşin bu yanı güzel. Bu aşamadan sonra, 3 aylık zaman içinde, ekonomik ve ticari olarak zor durumda kalmış olanlarında yüzünün gülmesi gerekir. İşsiz kalan veya işinde azalma olan çok sayıda iş yerinin kendisini toparlaması da, biraz zaman alacağından, yetkili ve etkililerin, bunu göz ardı etmeden çözüm bulması lazım. İyi bir araştırma ve takip ile buda gerekli yerlere bildirilmeli ve netice alınmalıdır. Vatandaşın yüzü gülüyor, bunu yok etmenin bir manası yok.