Erhan GÜNDOĞAR
Köşe Yazarı
Erhan GÜNDOĞAR
 

YAKIŞIYOR HASPAMA DA!

Geçen Pazar akşamı tiyatroya gitmiş ve oyunu izledikten sonra saat dokuz civarında eve gidiyordum. Bisikletime binmiş aheste aheste yol alırken, eski cezaevine yakın bir yerde gittiğim yolun karşı tarafındaki kaldırımda 3 kişinin sesli bir şekilde konuşması benim olduğum yere kadar gelince ister istemez o tarafa doğru baktım. “Nedir bu sesler” diye durdum ve daha çok bir tartışmayı andıran bu durumu izlemeye çalıştım. İkisi erkek, biri hatun olan bu kişilerin sesi gittikçe yükselmeye ve hatun olan kişi birden bu erkeklerden birine küfür kıyamet etmeye başladı. Hatun kişiyi az buçuk görmüşlüğüm vardı. Adını sanını bilmem. 20-25 anca yaşında var gibime geldi. Bir elinde sigara, diğer eli yumruk halinde bu küfür ettiği kişiye karşı sallıyor ve o kadar yakası açılmadık diyeceğimiz sözleri bağıra bağıra sarf ediyor ve küfür ettiği bu kişiye, “bu gece sana rahat yok” gibi bir şey söyleyerek peşi sıra verip veriştiriyordu.  Biraz daha gittim ve ses devam edince yine durdum ve bu kişilere tekrar baktım. O saate cadde üzerinde açık olan bir kaç dükkandan sesleri duyanlar dışarı çıkıp o yöne doğru baktılar. Bir beş altı dakika kadar daha bu hatun kişi bildiği veya duyduğu ve kendi ürettiği küfrü saydırdı ve erkekler ona fazla laf etmeyince çekti gitti. İnanın kavga, tartışma veya daha ağır durumlarda bile bu hatunun ettiği küfürleri kolay kolay çoğu kişi etmez. Eve doğru giderken, bunu yazayım, gerçi bu ülkenin ve buranın gündemi bitmez, arada bunları da aktarayım da geldiğimiz son durumları görelim dedim. Bu mevzularda çok yazdım, bazı yerlerde çok konuştum, insanlar ile sohbet ettim, onlarda bu durumlar ile kendi gördüklerini, başlarından geçenleri anlatınca işin vahameti ortaya çıkıyor. Öyle yeni dünya, yeni hayat, dijitalizm, teknoloji, akıllı telefon, uydu bağlantıları derken, uçurumun kenarına geldiğimizi hala fark etmiş değiliz. Sonra aklıma bir fıkra geldi, ben onu kendime göre uyarladım. Adam kahvede oturup sürekli olarak, gelen geçen hatunların ne giydiğine laf edermiş. Millette bundan iyice bıkmış fakat ona da fazla bir şey diyemezlermiş. Bir gün bu adamın kızı biraz açık, mini etek, makyaj o biçim kahvenin önünden geçtiğinde, bu adam tek kelime etmeyince, bunu bilen millet “kız senin olunca niye sustun be yahu” dediklerin de; “yakışıyor haspama da” diyerek zevahiri kurtarmış kendince. Bu hatunun durumu da aynen böyle olmuş gibi.  
Ekleme Tarihi: 03 Haziran 2022 - Cuma
Erhan GÜNDOĞAR

YAKIŞIYOR HASPAMA DA!

Geçen Pazar akşamı tiyatroya gitmiş ve oyunu izledikten sonra saat dokuz civarında eve gidiyordum. Bisikletime binmiş aheste aheste yol alırken, eski cezaevine yakın bir yerde gittiğim yolun karşı tarafındaki kaldırımda 3 kişinin sesli bir şekilde konuşması benim olduğum yere kadar gelince ister istemez o tarafa doğru baktım. “Nedir bu sesler” diye durdum ve daha çok bir tartışmayı andıran bu durumu izlemeye çalıştım. İkisi erkek, biri hatun olan bu kişilerin sesi gittikçe yükselmeye ve hatun olan kişi birden bu erkeklerden birine küfür kıyamet etmeye başladı. Hatun kişiyi az buçuk görmüşlüğüm vardı. Adını sanını bilmem. 20-25 anca yaşında var gibime geldi. Bir elinde sigara, diğer eli yumruk halinde bu küfür ettiği kişiye karşı sallıyor ve o kadar yakası açılmadık diyeceğimiz sözleri bağıra bağıra sarf ediyor ve küfür ettiği bu kişiye, “bu gece sana rahat yok” gibi bir şey söyleyerek peşi sıra verip veriştiriyordu.  Biraz daha gittim ve ses devam edince yine durdum ve bu kişilere tekrar baktım. O saate cadde üzerinde açık olan bir kaç dükkandan sesleri duyanlar dışarı çıkıp o yöne doğru baktılar. Bir beş altı dakika kadar daha bu hatun kişi bildiği veya duyduğu ve kendi ürettiği küfrü saydırdı ve erkekler ona fazla laf etmeyince çekti gitti. İnanın kavga, tartışma veya daha ağır durumlarda bile bu hatunun ettiği küfürleri kolay kolay çoğu kişi etmez. Eve doğru giderken, bunu yazayım, gerçi bu ülkenin ve buranın gündemi bitmez, arada bunları da aktarayım da geldiğimiz son durumları görelim dedim. Bu mevzularda çok yazdım, bazı yerlerde çok konuştum, insanlar ile sohbet ettim, onlarda bu durumlar ile kendi gördüklerini, başlarından geçenleri anlatınca işin vahameti ortaya çıkıyor. Öyle yeni dünya, yeni hayat, dijitalizm, teknoloji, akıllı telefon, uydu bağlantıları derken, uçurumun kenarına geldiğimizi hala fark etmiş değiliz.

Sonra aklıma bir fıkra geldi, ben onu kendime göre uyarladım. Adam kahvede oturup sürekli olarak, gelen geçen hatunların ne giydiğine laf edermiş. Millette bundan iyice bıkmış fakat ona da fazla bir şey diyemezlermiş. Bir gün bu adamın kızı biraz açık, mini etek, makyaj o biçim kahvenin önünden geçtiğinde, bu adam tek kelime etmeyince, bunu bilen millet “kız senin olunca niye sustun be yahu” dediklerin de; “yakışıyor haspama da” diyerek zevahiri kurtarmış kendince. Bu hatunun durumu da aynen böyle olmuş gibi.  

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.