Trafik denince insan biraz tedirgin bir şekilde bakar. Hele de bizim ülkemizde bu konudan çekmeyen yoktur. İster araç kullanalım isterse de kullanmayalım. İnsan hayatındaki en çok ölüm vakası olan olaydan biride trafik kazalarıdır. Yılda 7bine yakın insan hayatını trafik kazalarında kaybettiği gibi, binlerce de yaralı oluyor. Nerde ise kalp krizinden hayatını kaybeden insan sayısına denk bir rakam. Son yıllarda bakanlıkların aldığı yeni kararlar ile bunu biraz azaltsak ta, trafik kazasını önlemek mümkün değil. Dün kaymakamlığa gitmiş gazeteye geri dönüyordum. 15 Temmuz Şehitler caddesine geldiğimde(kızılot yolunun girişinin orada)yaya geçidinde yavaşladım. Tam geçecektim birden bir aracın geldiğini görünce kendimi geri attım. Araç hiçbir şekilde durmadı ve yavaşlama gereği duymadı. Bisikletim ile tekrar hareket edecekken, adım atamadım. Başka bir araç yine yaya geçidinin olduğu yere yine hız kesmeden gelerek geçip gitti. Hem de beni ve yaya geçidinden geçmek için bekleyen bir anne ve çocuğu görmelerine rağmen. Anne, çocuğu elinden tutup yürümek istese de bir türlü benim gibi karşıya geçemedi. Tabii insanda sabır bir yere kadar. Şimdi durup dururken, bu aracın peşinden koşup, ne yapıyorsun, diye aracı kullananı yakalayıp kavga etsem olacak gibi değil. “Ya sabır” çekerek yoluma devam ettim. Bu yaya geçitleri niçin yapıldı ki? Yayalar ve araç kullananlar uysun diye. Trafikteki insan kayıplarını en aza indirmek ve güvenli bir trafik akışı sağlamak için. Gel gör ki, bu iş kanun falan tanımıyor. Yasak tanımıyor, talimat tanımıyor, onca etkinlik yapılıyor, herkes buna dikkat etsin, diye ancak nafile! Olacak gibi de değil, siz siz olun; trafikte tedbiri elden bırakmayın, bir gün bakmışsınız bir arabanın altında ağız burun kalmamış haldesiniz. Allah göstermesin diyelim yine de!