Bazı akşamlar arkadaşlar ile sahilde her zaman bir araya geldiğimiz İlyas ağbinin orada günlük konuları masaya yatırıp Bulancak'ın halini kendimizce değerlendiriyoruz. O kadar konuşulacak mesele içinde en öne çıkanı insan ilişkilerin nasıl bu hale geldiğine dair olanı.
Hemen hepimizin hem fikir olduğu en keskin mesele, insanların birbirine olan saygı ve sevgilerini kaybetmiş olmalarıdır. Tam anlamı ile küçük, büyük, arkadaş, dost, ticaret ve aklınıza ne gelirse gelsin, iyice bozulmaya yüz tutmuş. Son yıllarda kültürel yozlaşmanın, teknolojik hızlanmanın ve insanlar arası ilişkilerin çivisi çıkmış durumda.
Gazetemizde haber olarak zaman zaman değindiğimiz saygının artık iyice yok olduğu bir ilçeden bahsedilir oldu. Kişiler arası saygı, nezaket, hoşgörü, iyimserlik ve buna benze çok sayıda insani hasletler yavaş yavaş rafa kaldırılır olmuş. En çok sorduğumuz soruda zaten bu mihval üzerine sorduğumuz sorudur. "Ne oldu bize" diye çok sayıda haber ve köşe yazısı okunur oldu son zamanlarda. Kimse de ne olduğunu tam olarak bilemiyor.
Konunu uzmanı olduğu ifade edilen kişiler veya kurumlarda açıklayıcı bir şeyler söyleyebilmiş değiller.
Yukarıda dediğim gibi arkadaşlar arasında artık bu meseleler ilk sırada yer alıyor. Bir kaç gün önce böyle yine laflarken, anlatılan iki olay ve benim salı sabahı denk geldiğim olayla birlikte insanların en temel davranış biçimi başlıkta ta kalem aldığım gibi "Yemişim kanunu manunu" diye kendisini her şeyden muaf sayan bir dokunulmaz insan seviyesine gelenlerin iyice ortaya çıktığı bir gerçektir.
sohbetimizde anlatılanları ve benin gördüğüm olayı yazsam çok uzun bir hikaye olur.
Ha; benim şahit olduğum bu olayda en acayip olansa, olayda vuku bulan kişinin oğlunun söyledikleri bu 'Yemişim kanunu manunu'nun çok güzel misaliydi. Bu kişi olaydaki karşı taraftaki kişiye aynen şunu söyledi: "Git istersen polis çağır, ne yapacakmış polis bize, geç kalma çağır polisi çokta umurumda."
Bu olayda gemi azıya almış olanlarda bizim 'Almancı' diye tarif ettiğimiz kişilerdi. Onlarda artık iyice ülkemize geldik havasını bu şekilde bize karşı kullanır olmuşlar.
Nereden nereye geldik değil mi?