Erol KÜÇÜK
Köşe Yazarı
Erol KÜÇÜK
 

ANNEM GİDİNCE

Annem 6 yıldan bu yana yatağa bağlı olarak yaşıyordu. İstanbul'a kızım ve oğlumun yanına gittiğimde annemin ölüm haberini alınca dünyam yıkıldı. Zaten bir cezaevi olan bu dünyada artık görüş bitti, annem gitti düşüncesiyle bu köşeme annemi anlatmamı hiç düşünemezdim. İnsanlar öldükten sonra değeri daha iyi anlaşılıyor. Annem belki de dünyada ender rastlanan insanlardan biri idi. Günümüzde bana bir tane genç kız gösterebilir misiniz 7 yetim çocuk üzerine giden bir kadını. Benim annem vefat ettiğinde en küçüğümüz ben henüz 3 aylık bir bebek, en büyüğümüz 7 yaşında tam 7 çocuk üzerine gelen onlara annelik yapan bir cennet kadından söz ediyorum. Zaman içinde kendisinin de 4 çocuğu olur toplam11 çocuk; Günümüzde tek bir kadın bile bunu üstlenebilir mi? Annem yaşadığı sürece çocuklarından birine bir tokat atmak şöyle dursun, kem bir söz bile söylemeden bizi büyüttü. Annem her zaman iyilik ve sevgiden yana oldu. Yaşadığı sürece hep sözünde durdu. Yaşlandıkça sevgisi gibi hep güzellikten yana oldu. İlkokul ikide Bulancak’a geldik. Babam fiskobirlikte memur idi. Köyden çok beni Bulancak tanır. Annem mahallenin çocuklar hastalandığında iğne vuran teyzesi idi. Bazen de çevresindeki bayanlara bayramlık dikerdi. Çoğu zaman para almaz, onların duasını alırdı. Lise bittiğinde ilk Isparta Eğitimi kazandığımda babam vefat etmişti. Ondan sonra benim okumamda öğretmen olmamda en büyük faktör annem olmuştu. Siyasi olayların çok olduğu bir dönem olduğu için abim beni okutmaktan yana değildi ama annem hep benim okumamı istemişti. Isparta'ya gittiğimde ilk defa yuvamızdan ve kardeşlerimden ayrılmıştım. Isparta’nın buz gibi yalnızlığı ile tanışmıştım. Evimiz kalabalık olduğu gibi köyden okumaya gelen öğrencilerle dolup taşardı. Babam okutma hastasıydı. Biz 11 kişi iken evde 4 kişi köyden gelenle birlikte sayı 15'i buluyordu. Annem hepsini memnun etmeye çalışıyordu. Hiçbir gün hayır demedi babama. Köyden okumaya gelen çocuklarla soframız dolup taşıyor. Onlara da sofrada bir tabak konur, yorgan-yatak serilirdi. Duygularımızın da alfabesi olmayan bir dili vardı annemle aramızda. Şimdi o gitti. O gidip acılarından kurtularak aslına döndü artık. Rüzgarla savrulan beyaz bir yazma gibi gidip bir dala takıldı. Gökte hep uçurtmamdı sanki. Birden yağmur olup üstüme yağdı. Şarkılar tek tek geçiyor önümden ağıtların başı öne eğik. Ona söyleyemediğim bütün sözler ellerimden tutup beni ayağa kaldırmaya çalışıyorlar. Rengini saklayarak gelen güller açıyor kapımı her sabah, her sabah. Her sabah kalbimin bir yarısının bir yarısının annemde kaldığını hatırlatıyor bana. Size onu tane, tane anlatmak isterdim. Yıldızları yere indirip onlarla uzun uzun konuşur gibi anlatmak, gecenin saçlarını tarar gibi anlatmak, anlatmak, anlatmak. Mümkünü yok. Dünya bir hapishane, görüş bitti. Annem...
Ekleme Tarihi: 26 Aralık 2023 - Salı
Erol KÜÇÜK

ANNEM GİDİNCE

Annem 6 yıldan bu yana yatağa bağlı olarak yaşıyordu.

İstanbul'a kızım ve oğlumun yanına gittiğimde annemin ölüm haberini alınca dünyam yıkıldı. Zaten bir cezaevi olan bu dünyada artık görüş bitti, annem gitti düşüncesiyle bu köşeme annemi anlatmamı hiç düşünemezdim.

İnsanlar öldükten sonra değeri daha iyi anlaşılıyor. Annem belki de dünyada ender rastlanan insanlardan biri idi. Günümüzde bana bir tane genç kız gösterebilir misiniz 7 yetim çocuk üzerine giden bir kadını. Benim annem vefat ettiğinde en küçüğümüz ben henüz 3 aylık bir bebek, en büyüğümüz 7 yaşında tam 7 çocuk üzerine gelen onlara annelik yapan bir cennet kadından söz ediyorum. Zaman içinde kendisinin de 4 çocuğu olur toplam11 çocuk; Günümüzde tek bir kadın bile bunu üstlenebilir mi? Annem yaşadığı sürece çocuklarından birine bir tokat atmak şöyle dursun, kem bir söz bile söylemeden bizi büyüttü. Annem her zaman iyilik ve sevgiden yana oldu. Yaşadığı sürece hep sözünde durdu. Yaşlandıkça sevgisi gibi hep güzellikten yana oldu. İlkokul ikide Bulancak’a geldik. Babam fiskobirlikte memur idi. Köyden çok beni Bulancak tanır. Annem mahallenin çocuklar hastalandığında iğne vuran teyzesi idi. Bazen de çevresindeki bayanlara bayramlık dikerdi. Çoğu zaman para almaz, onların duasını alırdı. Lise bittiğinde ilk Isparta Eğitimi kazandığımda babam vefat etmişti. Ondan sonra benim okumamda öğretmen olmamda en büyük faktör annem olmuştu. Siyasi olayların çok olduğu bir dönem olduğu için abim beni okutmaktan yana değildi ama annem hep benim okumamı istemişti. Isparta'ya gittiğimde ilk defa yuvamızdan ve kardeşlerimden ayrılmıştım. Isparta’nın buz gibi yalnızlığı ile tanışmıştım. Evimiz kalabalık olduğu gibi köyden okumaya gelen öğrencilerle dolup taşardı. Babam okutma hastasıydı. Biz 11 kişi iken evde 4 kişi köyden gelenle birlikte sayı 15'i buluyordu. Annem hepsini memnun etmeye çalışıyordu. Hiçbir gün hayır demedi babama. Köyden okumaya gelen çocuklarla soframız dolup taşıyor. Onlara da sofrada bir tabak konur, yorgan-yatak serilirdi. Duygularımızın da alfabesi olmayan bir dili vardı annemle aramızda. Şimdi o gitti. O gidip acılarından kurtularak aslına döndü artık. Rüzgarla savrulan beyaz bir yazma gibi gidip bir dala takıldı. Gökte hep uçurtmamdı sanki. Birden yağmur olup üstüme yağdı. Şarkılar tek tek geçiyor önümden ağıtların başı öne eğik. Ona söyleyemediğim bütün sözler ellerimden tutup beni ayağa kaldırmaya çalışıyorlar. Rengini saklayarak gelen güller açıyor kapımı her sabah, her sabah.

Her sabah kalbimin bir yarısının bir yarısının annemde kaldığını hatırlatıyor bana. Size onu tane, tane anlatmak isterdim. Yıldızları yere indirip onlarla uzun uzun konuşur gibi anlatmak, gecenin saçlarını tarar gibi anlatmak, anlatmak, anlatmak. Mümkünü yok. Dünya bir hapishane, görüş bitti. Annem...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (4)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Secaittin Karagulmez
(26.12.2023 14:12 - #72419)
Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Fatma Akdemir
(26.12.2023 15:27 - #72420)
Başınız sağ olsun öğretmenim
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Bahtiyar Yaşat Çolak
(26.12.2023 23:49 - #72421)
Bulancakta genç yaşta dul kalıp çocuklarını okutan topluma kazandıran, namusuyla çalışıp hayat mücadelesinde dimdik ayakta duran Cennetlik tanıdığım çok Anneler var. Yaşayanlara Allah uzun ömür versin, rahmetli olanlar zaten Cennetlik.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Bahtiyar Yaşat Çolak
(26.12.2023 23:52 - #72422)
Hocam Başınız sağolsun. Allah sabırlar versin. Yaşımız kaç olursa olsun Anne sevgisi her zaman gerekli. Doğan Cüceleğlu ne güzel demişti "Anne yoksa kimsen yok"
Erol Küçük Aynen doğru söylersin. Annemin bence Türkiye de hatta dünyada örneği yoktur. Günümüzde hangi genç kız 7 yetim kalmış çocukları üstlenerek evlenir?
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.