Geçtiğimiz hafta kaybettiğimiz Ömer Küçük son derece mükemmel bir insandı.Çocukluğumuzda azda olsa Haralo tepesinde buluşuyorduk.
Haralo tepesinden Yılmaz, Aliosman,Cevdet,İdris,Fatma,Gülizar,Nezaket,İbrahim,Köksal’dan sonra bir yaprak daha düştü.
Bizde ebedi yalnızlığa artık yaklaşıyoruz.Takvim yaşı eskidi dostlar.Gördüğünüz gibi bir,bir göçüyoruz. Bizlerde sıradayız.Bir gün veda etmeye kalan ömrün her günü,bir yıl gibi geçiyor.Bu dünya’da insan kuş misali bir konuyor bir göçüyor.
Ömer her daim etrafa neşe saçan objektif bir insandı.Özgürlüğe verdiği değerle bulunduğu ortamda her zaman güler yüzlü haliyle, herkes tarafından sevilmesiyle,üretkenliğiyle,çalışkanlığı, ve titizliğiyle,mesleğine duyduğu saygı sevgiyle anılacak.
Bugün onun gidişiyle birlikte kahkasının yanında en çok özleyeceğim şey verdiği bu güven duygusu.
Çoğu zaman etrafımızdakilere laf olsun torba dolsun kabilinden söylediğimiz ‘’İyi ki varsın’’lafı en
çok onun için geçerliydi. İyi ki vardı ve var olduğu sürecede etrafına hep güler yüzle baktı.
Eminim onun varlığının verdiği huzuru duyumsayan başka dostları da vardı.Gidişiyle birlikte o güven duygusu da olmayacak artık bende. Aramızdan ansızın ayrıldığını bir türlü idrak edemiyorum.
Yazar boşa dememiş:’’Ölüm bir an/Gelme olasılığı her an/Tam da bu yüzden/Şimdi söyle/Şimdi sev/ Şimdi yap/Şimdi yaşa/Herşeyin sonu/Her an gelebilecekken/Yarına güvenme.
Allah’tan eşi Hamide,çocukları Hüsni Murat , Mert,ve küçükken onun elinden tutan Süleyman Amca’nın ve tüm dostlarının başı sağolsun...Allah rahmet eylesin.