Erol KÜÇÜK
Köşe Yazarı
Erol KÜÇÜK
 

BABAMIN ARDINDAN

Babam vefat edeli dile kolay 42 yıl geçmiş. Bana dün gibi geliyor. Aralık ayı içinde karlı bir kış gününde yitirmiştim babamı. Babamın ölümünü öğrendiğimde kendimi tutamamıştım. Deliler gibi ağlamıştım. Fakat bir süre sonra, hayatın devam ettiğini fark ediyorsunuz. Çünkü mecburdum. Annem, kardeşlerimiz  için güçlü olmaya çalıştım. Kendimizi  ne kadar zorlarsak  zorlayın, arada gelen ağlama krizlerini ise durduramamıştım.Ölüm hayatın bir parçası" gibi. Fakat bunu kabullenemiyoruz. "Neden ben?" diye haykırmak istiyorsunuz, haykıramıyorsunuz.. Zira, dışarı çıktığınızda ve babası ile oynayan bir çocuk gördüğünüzde dahi içiniz cız eder.Sıra size gelir. Babanızın ne iş yaptığını sorunca sınıfta derin bir sessizlik oluşur. Kimse konuşamaz. Çatallı bir ses tonuyla "Babam vefat etti." dersiniz. Öğretmen de soruyu sorduğu için üzülür ve sıvama umuduyla kısa öğütler verir. Uyurken hala nefes alıp almadığını kontrol edersiniz. Bir yandan kendinize "Ne yapıyorum ben ya?" diye sorarsınız, ama diğer yandan da bunu yapmaktan kendinizi alıkoyamazsınız.Ya çok şakacı bir insan ya da çok ciddi bir insana dönüşürsünüz.Çoğu zaman "Acaba o yaşasaydı bana ne akıl verirdi?" diye kendinize sorarsınız. Bunları bilememek sizi kahreder. Bu yüzden anne ve babalarını olmadık şeyler için tersleyen gençler gördüğünüz zaman sinirlenirsiniz. Çünkü kıymetini bilmiyorlardır.Kendi başınıza yaşamayı, kendi başınıza sorumluluk üstlenmeyi, bir işe girişirken yalnızca kendinize güvenmeyi öğrenirsiniz. Sizi koruyacak, kollayacak kimsenin olmaması çok daha temkinli bir insan olmanıza yol açar ve bu da sizi hem arkadaş çevrenizde hem de iş çevrenizde fikir sorulan, akıl danışılan birisi yapar. Fakat ne yaparsanız yapın, ne kadar başarılı olursanız olun; babanızı yalnızca bir saat bile görebilmek için hepsini bir köşeye atmaya gönüllüsünüzdür.Ama olmaz ne yazık ki. Artık yapabileceğiniz yegane şey başarılı ve iyi bir insan olarak onu gururlandırmaktır.Nur içinde uyu sevgili babacığım.Seni unutmadım,ölene kadar da unutmayacağım…
Ekleme Tarihi: 06 Aralık 2016 - Salı
Erol KÜÇÜK

BABAMIN ARDINDAN

Babam vefat edeli dile kolay 42 yıl geçmiş. Bana dün gibi geliyor. Aralık ayı içinde karlı bir kış gününde yitirmiştim babamı. Babamın ölümünü öğrendiğimde kendimi tutamamıştım. Deliler gibi ağlamıştım. Fakat bir süre sonra, hayatın devam ettiğini fark ediyorsunuz. Çünkü mecburdum. Annem, kardeşlerimiz  için güçlü olmaya çalıştım. Kendimizi  ne kadar zorlarsak  zorlayın, arada gelen ağlama krizlerini ise durduramamıştım.Ölüm hayatın bir parçası" gibi. Fakat bunu kabullenemiyoruz. "Neden ben?" diye haykırmak istiyorsunuz, haykıramıyorsunuz.. Zira, dışarı çıktığınızda ve babası ile oynayan bir çocuk gördüğünüzde dahi içiniz cız eder.Sıra size gelir. Babanızın ne iş yaptığını sorunca sınıfta derin bir sessizlik oluşur. Kimse konuşamaz. Çatallı bir ses tonuyla "Babam vefat etti." dersiniz. Öğretmen de soruyu sorduğu için üzülür ve sıvama umuduyla kısa öğütler verir. Uyurken hala nefes alıp almadığını kontrol edersiniz. Bir yandan kendinize "Ne yapıyorum ben ya?" diye sorarsınız, ama diğer yandan da bunu yapmaktan kendinizi alıkoyamazsınız.Ya çok şakacı bir insan ya da çok ciddi bir insana dönüşürsünüz.Çoğu zaman "Acaba o yaşasaydı bana ne akıl verirdi?" diye kendinize sorarsınız. Bunları bilememek sizi kahreder. Bu yüzden anne ve babalarını olmadık şeyler için tersleyen gençler gördüğünüz zaman sinirlenirsiniz. Çünkü kıymetini bilmiyorlardır.Kendi başınıza yaşamayı, kendi başınıza sorumluluk üstlenmeyi, bir işe girişirken yalnızca kendinize güvenmeyi öğrenirsiniz. Sizi koruyacak, kollayacak kimsenin olmaması çok daha temkinli bir insan olmanıza yol açar ve bu da sizi hem arkadaş çevrenizde hem de iş çevrenizde fikir sorulan, akıl danışılan birisi yapar. Fakat ne yaparsanız yapın, ne kadar başarılı olursanız olun; babanızı yalnızca bir saat bile görebilmek için hepsini bir köşeye atmaya gönüllüsünüzdür.Ama olmaz ne yazık ki. Artık yapabileceğiniz yegane şey başarılı ve iyi bir insan olarak onu gururlandırmaktır.Nur içinde uyu sevgili babacığım.Seni unutmadım,ölene kadar da unutmayacağım…
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.