Yaklaşan Ramazan ayı eskisi gibi çoğu insanı heyecanlandırmıyor nedense
Eskiden nasıl güzel geçerdi o güzelim Ramazan ayları.
Dört gözle Ramazan ayını beklerdim. Sadece bizim ev değil tüm mahalle,
Şimdi sokağa çıkıp sorsan çoğu kişi Ramazan ayından haberi bile yoktur.
Oruçtan sonra iftar ve sahur için annemin o hazırladığı nefis yemekler
Herkes oruç tutan tutmayan yer sofrasında sininin çevresini çevirirdik
Önce mis gibi çorbalar, çeşitli yemekler, salatalar, cacıklar, börekler, tatlılar
Ne güzel unutulmaz sofralardı ama... Babamın bütçesi ile kurulan sofralar.
Toplu iftar yemekleri akla geliyor hayır amacı ile verilirdi.
Sofrada bulunan yemekler Ramazan ayının güzelliğini yansıtıyordu.
Genellikle sofrada zeytin, hurma, su, çorba, etli yemekler, baklava, börek, içecek bulunurdu.
Geçmişten günümüze kadar devam eden geleneklerden biriside Ramazan davulcuları idi.
11 kardeş, baba-anne 13 kişi ye yettiği gibi geriye 4-5 kap yemek daha kalırdı.
İftardan sonra erkenden camiye gitmek için evden usulca erkenden gitmeler...
Gece sahurda kalkmak zorda olsa güzelliğine doyum olmazdı...
Rahmetlik babam tutan-tutmayan herkesi kaldırırdı ama ne keyif alırdık
Şimdi özler olduk o Ramazanları, komşu olarak birbirimize yemek çeşidi alışverişi
Artık o eski aile kavramı kalmadı, eski içten komşuluklar nerede…
13 Nisan’da başlayacak Ramazan ayı sessizce geliyor pandemi gölgesinde
Herkesin Ramazanı kutlu olsun. Ramazan Hoş geldi, sefa geldi...