Erol KÜÇÜK
Köşe Yazarı
Erol KÜÇÜK
 

BİZLERİN GÖZÜNDE ÖĞRENCİLERİMİZ

Biz öğretmenler  değişik ortamlarda  değişik sorunlarımızla mücadele verirken, diğer yandan bizi biz kılan vazgeçemediklerimiz olan  hammaddelerimizden nakış çıkarmaya çalışıyoruz. Biz de toplumda diğer fertler gibi  üzülürüz, seviniriz, endişeleniriz. Bizimde öğretmenlik dışında sorumlu olduğumuz ailemiz, çocuklarımız var elbet.Sonuçta insanız. farklıyız. Bir standardımız yok. Farklılıklarımız bizim sosyalleşmemizi, insanlarla diyalog kurmamızı, bazense tartışmamızı, araştırmamızı sağlıyor.Sevgili öğrencilerimizi  hammadde olarak görüp onlardan iyi birer ürün çıkarma görevi oldukça  zor ama tatlı bir görev bana göre. Bizler derslere hazır geldikçe, sorunlarımız kapının dışına bıraktıkça göreceğiz öğrencilerimizin  bizlerden bir şeyler öğrendiklerini. Ben yılların öğretmeni olarak iddia ediyorum eğitim ve öğretimde  insan faktörünün oldukça önemli olduğunu. Eğer öğrencilerimizi dinlemez, onlara zaman ayırmaz isek 40 dakika zor geçer. Sonuçta öğrencilerimiz bir makine değil. Hepsinin kişilikleri ile sorunları ile tipleri ile Türkiye Coğrafyasının sınıftaki bir modeli olduklarını unutmayalım. Ben öğrencilerimin farklılıklarını seviyorum. Sorduğum soruda istediğim yanıtı alıp almamam o kadar önemli değil. Önemli olan onlara cevap hakkı verebilmek. Bu engellerin en başında  da belki biz varız.Bunu fark etmek yıllar sürüyor. Fark ettiğinizde zaten ömrünüzün yılları da geçmiş oluyor.Tecrübeli öğretmen olmak bu işte. Göreve başladığım ilk yıllarımda  öğrencilerimi kendim gibi düşünerek davranmıştım. Ve onların sessiz eylemleriyle  karşılaştığımda bocalamıştım. İletişim kurmaya çalışmadım. Anlamaya çalışmadım.  Öğrencilerin kaygısını en aza indirdiğinizde bilginizle öğrenciler üzerinde otorite kurabilirsiniz.Nota hiçbir zaman başvurmayın. Öne çıkmak istiyorsanız onları bir şekilde kendinizi sevdirin. Kısacası öğrencilerimizde bizim gibi birer insan. Biz iletişim kanallarını açarsak  öğrencilerin korkuları da yok olacaktır. Henüz ergenlik yaşındalar. Sorunlarla boğuşuyorlar. Sorunlarından dolayı bizlerle iletişim kuramayabilirler. Öğrencilerimizi öğrendikçe  onların nasıl öğreneceğini de keşfetmiş olabiliriz. Hoşça kalın…
Ekleme Tarihi: 01 Aralık 2016 - Perşembe
Erol KÜÇÜK

BİZLERİN GÖZÜNDE ÖĞRENCİLERİMİZ

Biz öğretmenler  değişik ortamlarda  değişik sorunlarımızla mücadele verirken, diğer yandan bizi biz kılan vazgeçemediklerimiz olan  hammaddelerimizden nakış çıkarmaya çalışıyoruz. Biz de toplumda diğer fertler gibi  üzülürüz, seviniriz, endişeleniriz. Bizimde öğretmenlik dışında sorumlu olduğumuz ailemiz, çocuklarımız var elbet.
Sonuçta insanız. farklıyız. Bir standardımız yok. Farklılıklarımız bizim sosyalleşmemizi, insanlarla diyalog kurmamızı, bazense tartışmamızı, araştırmamızı sağlıyor.
Sevgili öğrencilerimizi  hammadde olarak görüp onlardan iyi birer ürün çıkarma görevi oldukça  zor ama tatlı bir görev bana göre. Bizler derslere hazır geldikçe, sorunlarımız kapının dışına bıraktıkça göreceğiz öğrencilerimizin  bizlerden bir şeyler öğrendiklerini. Ben yılların öğretmeni olarak iddia ediyorum eğitim ve öğretimde  insan faktörünün oldukça önemli olduğunu.
 Eğer öğrencilerimizi dinlemez, onlara zaman ayırmaz isek 40 dakika zor geçer. Sonuçta öğrencilerimiz bir makine değil. Hepsinin kişilikleri ile sorunları ile tipleri ile Türkiye Coğrafyasının sınıftaki bir modeli olduklarını unutmayalım.
 Ben öğrencilerimin farklılıklarını seviyorum. Sorduğum soruda istediğim yanıtı alıp almamam o kadar önemli değil. Önemli olan onlara cevap hakkı verebilmek. Bu engellerin en başında  da belki biz varız.Bunu fark etmek yıllar sürüyor. Fark ettiğinizde zaten ömrünüzün yılları da geçmiş oluyor.Tecrübeli öğretmen olmak bu işte.
Göreve başladığım ilk yıllarımda  öğrencilerimi kendim gibi düşünerek davranmıştım. Ve onların sessiz eylemleriyle  karşılaştığımda bocalamıştım. İletişim kurmaya çalışmadım. Anlamaya çalışmadım.  Öğrencilerin kaygısını en aza indirdiğinizde bilginizle öğrenciler üzerinde otorite kurabilirsiniz.Nota hiçbir zaman başvurmayın. Öne çıkmak istiyorsanız onları bir şekilde kendinizi sevdirin. Kısacası öğrencilerimizde bizim gibi birer insan. Biz iletişim kanallarını açarsak  öğrencilerin korkuları da yok olacaktır. Henüz ergenlik yaşındalar. Sorunlarla boğuşuyorlar. Sorunlarından dolayı bizlerle iletişim kuramayabilirler. Öğrencilerimizi öğrendikçe  onların nasıl öğreneceğini de keşfetmiş olabiliriz. Hoşça kalın…
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.