Bilinen bir gerçek, korona vakaları yine tırmanışa geçti. Giresun Devlet Hastanesi olsun, çevre hastaneler olsun, tedavi görenler var.
Böyle giderse(ki gidiyor) ilk günlere döneriz.
Ama işin üzücü yanı, her kurala uymaya özen gösterenler arasında da hastalığa yakalananların sayısında artış var.
Yani evden dışarı çıkmadan, televizyondaki haberi izlerken ‘İnsanlar neden dikkat etmez’ derken, her dışarı çıkışta maskeyi takıp mesafeyi korurken bir de bakmışsınız tüm aile bireyleri Covid pozitif!
Toplumu bir arada tutan, onu ahenkle, uyumla işleyen bir toplum yapan başkasının var oluşuna, yaşam hakkına duyulan saygıdır. Siz halay çektiğiniz için bir doktor hayatını kaybediyorsa, siz sıkıldığınız için maskenizi indirip tüm otobüstekilerin, onların ailelerinin yaşamını tehlikeye atıyorsanız temel sarsılır, yapı çöker. Asansörde maskesini indirmiş bir sima binince uyardığında verdiği cevap şu; ‘Sonuçta ölmeyecek misiniz, ölümden ne kadar korkuyorsunuz’
Gerçekten de kelimeler kifayetsiz kalıyor. Maalesef bu tavırla etrafta dolaşan öyle çok kişi var ki! Sevdikleri birini bu hastalıktan kaybetmenin eşiğine gelmeden, ciğerleri yanmadan olayın ciddiyetini anlayamayacaklar.
Korona eve o asansörden girmiş olabilir, ama virüsü markette birinden getirmiş olabilir. Maske takmak elzem ama bazı durumlarda maske de yetersiz kalıyor.
Maskemizi takıp, mesafe kuralına uymak durumundayız. Gel gör ki sokaklar araçtan park halinde geçilmiyor. Kaldırımlar oldukça dar. Sen olsa mesafe kuralına uy. Yanından geçen insan öksürdüğünü ya da yere tükürdüğünü bir düşün. Ayıkla o zaman pirincin taşını.
Maske takmayanları sen gel de uyar. Zaten sorunlu ve sorumsuz insan. Al başına belayı. Verilen cezalar uygulanmalı, caydırıcı olmalı. Söylemek, rica etmekle olmuyor görüyorsunuz.
Şu an koronavirüsle savaşan tüm hastalara acil şifalar dilerken, bu yolda canını veren sağlıkçılarımıza Allah’tan rahmet diler, sevenlerine başsağlığı diliyorum.