Türkiye Cumhuriyet’inin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü her yıl olduğu gibi, ölümünden 82 yıl sonra bir kez daha bugün minnetle, saygıyla şükranla anıyoruz..” Ne mutlu bizlere ki; ezilmiş mazlum ve mağdur bir toplumdan Tam Bağımsız Laik Demokratik Cumhuriyet’i kuran ve bizlere emanet eden böylesi büyük bir lidere sahiptik. Cesurdu, kararlıydı, mantıklıydı, ülkesini ve ulusunu canından çok seviyordu. Tüm dünyanın saygı duyduğu bir liderdi. Ama o halk adamı idi, mütevazı idi, onurlu ve gururlu idi. Milletinin istiklali, prestij ve onuru her şeyden önemli idi. İlime ve bilime inanıyordu. Bizlere de; “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir” diyerek bilimsel yöntemlere inanarak çalışmamız gerektiğini söyledi. Kısa sürede ülkenin kalkınmasında büyük başarılar sağlandı. Milletin her bireyinin bağımsızlığımızın kazanılmasından, Cumhuriyet’in gerçekleştirdiği atılımlara kadar pay sahibi olduğunu Türk Öğün Çalış Güven... sözüyle ifade etmiştir. “Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu kâfidir” diyen Ata’mızın fikirlerini öğrenmek ve öğretmek Ata’sını seven her Cumhuriyet çocuğunun görevi olmalıdır. Zaman süratle ilerliyor. Milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve bilimin gelişimini inkâr etmek olur.” Yüreğinde Atatürk sevgisi, beyninde bilimsel ve çağdaş fikirlere sahip milyonlar, bu 10 Kasım’da bir kez daha Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü bulundukları her yerde saygı ve minnetle anıyor. Senin gösterdiğin yolda ‘ İlim cehaleti yenecek, Türkiye Cumhuriyeti payidar olacak’ Atam. Bunun için yüreklice çalışacağız, çalışacağız, çalışacağız...