Bir milyonun üzerinde öğrencinin katılacağı 4 yıllık eğitim hayatlarını belirleyecek Liselere Geçiş Sistemi(LGS) sınavı geldi çattı.4 Haziran Pazar günü. Hazırlıkları 6.sınıftan başlayan bu uzun maratonda kimi zaman koçlar, psikologlar, beslenme uzmanları devreye giriyor. Bu alanda uzmanlaştığı söylenen öğretmenlerden özel ders sırası kapabilmek adına veliler birbiri ile yarışıyor. LGS anneleri arasında test alışverişleri eksik olmuyor. Aile içi çatışmalar, kaygı bozuklukları, iletişim sorunlarının önde olduğu bir süreç.
LGS bir sonuç değil süreç işi. Sadece bilgiyi değil, beceriyi ölçüyor. Ölçtüğü en önemli beceriyse okuma ve okuduğunu anlama. Üstelik bunu hem sözel hem de sayısal alanda ölçüyor. Her gün dijital dünyanın daha da ustası haline gelen ve kitaplardan uzak duran çocuklarımız için bu beceriyi elde etmek pek de kolay değil ama çok gerekli.
Bugünden itibaren sınava 5 gün kala artık yeni bir şey öğrenme zamanı değil, bol bol deneme sınavı yapma zamanı. Telaş yapmadan, tempolu bir çalışma düzeniyle son iki güne kadar gelinebilir.
LGS hem çocuk hem aile için zor bir süreç. Bana göre anne-babanın birinci görevi, bu uzun ve zorlu süreçte çocuğun psikolojisini takip ederek en az zararla atlatmasına yardımcı olmak.
Ben öğretmen olarak çalışırken gerek kızım olsun gerekse oğlum sınava hazırlanırken ne yapıyoruz biz çocuğumuza’ diye kendimizi sorguladığımız çok zaman oldu. Ama sonrasında gördük ki, çocuk oturup ders çalışmayı, takip etmeyi ve rekabet etmeyi bu süreçte öğreniyor. Bu da lise ve üniversitede çok işlerine yaradı ve hayatlarını kolaylaştırdı. Kızım ve oğlumun sınav yolculuğuna kendi özgür iradeleriyle çıkmaları bazı sorunlarını elese de bir yandan ergenlik bir yandan sınav stresi tabii ki gerginlikler yarattı. Bu esnada anne ve baba olarak onlara moral ve motivasyon aşıladık. Sonuçta kızımız Fizyoterapist olarak mesleğini seçerken, oğlumuz Yazılım mühendisliği olarak iş hayatlarında merhaba dediler çok şükür. Şans bütün emek veren çocuklarımızla olsun…