Hepimiz içimizdeki iyilik duygularının çok güçlü olduğunu düşünüyoruz. Şüphesiz haklı olduğumuz birçok yer vardır. Peki ya içimizde, derinlerde bir yerlerde kötülük duygusu varsa ve zaman zaman ortaya çıkıyorsa ve biz bunu fark edemiyorsak?
“Böyle bir şey mümkün mü?” diye sorabilir ya da doğrudan reddedebilirsiniz. O zaman nasıl biz bu kadar haksızlığa uğruyoruz? Bize kim iftira ediyor? Peki, bu yalancılar nasıl çıkıyor? Kötülük hepimizin içinde gizli, ortaya çıkıp çıkmayacağı çevremize ve bize verilen güce ve kendimizde varsaydığımız haklılığa bağlıdır. Demek ki kötülük, hepimizin içinde gizli, ortaya çıkması için biraz güç ve uygun ortam yeterli.
Bunu içindir ki zaten dünyada bu kadar savaşlar, öldürmeler, hak yemeler, iftiralar, yalanlar...
Ve dikkat edin karşı tarafa bir şekilde zarar veren hemen herkes, nedense kendini haklı görüyor. Bir yönü ile kendini haklı görmenin yapılan kötülüğün devamlılığını sağlamada ciddi bir rolü var.
Bu yüzden iyi insan olmak, kimseyi incitmemek ciddi gayret gerektiriyor. Kötülük çok daha kolay yapılabiliyor. Ama iyi olmak gayret ve emek gerektiriyor.
Eşine iyi olmak, çocuklarına iyi olmak, toplumuna iyi olmak, akrabalarına iyi olmak, öğrencilerine iyi olmak, ciddi bir iş ve üzerine odaklanmak gerekiyor. Tek şart haklı olduğumuzu düşünmeyi 10 dakikalığına bırakmak.