Erol KÜÇÜK
Köşe Yazarı
Erol KÜÇÜK
 

EMEKLİ ÖĞRETMEN AHMET FAHRİ KAYA’YI EBEDİYETE YOLCU ETTİK

‘Adı, soyadı Açılır parantez, Doğduğu yıl çizgi, öldüğü yıl bitti Kapanır parantez’ Bir varsın, bir yoksun, kalp kırmaya, incitmeye ne gerek var diyorsun yakınlarınızı ve dostlarınızı bir bir kaybettiğinizde. Ta ki toprağa verene kadar. Sonra dönüyoruz dünya derdine, gidenler maalesef zamanla unutuluyor.   İhtiraslar, kıskançlıklar, mücadeleler, kırmalar, dökmeler kalanlara hayat devam ediyor. Aynı çatı altında çalışmak nasip olmadı. Zaman, zaman yolda, çarşıda, öğretmenevi kapısında karşılaşır hal hatır sorardık birbirimize. Sevgili öğretmenim hep güler yüzlü, hep sevecen ve hep hayattan umutlu biriydi. Anjiyo olacağını facebookdan gördüm. Kendisi yazmıştı. Dostlarından helallik istiyordu. Kendisine hemen telefon açtım, geçmiş olsun dedim ve moral verdim. Hastaneye gidip kendisini ziyaret etmek nasip olmadı. Kimden söz ettiğimi anlamıştırsınız. Tabi ki geçtiğimiz hafta aniden kaybettiğimiz emekli öğretmen Ahmet Fahri Kaya… Bilgisayarın başında haber yazarken geldi kötü haber. Tanıdık emekli bir öğretmen soruyordu, ‘olay doğru mu?’ diye. Dona kaldım bilgisayarın başında. Telefon açtım tanıdık dostlara, inanamıyorum belki de inanmak istemiyordum. Sevgili öğretmenimizi artık kaybetmiştik. Artık bizim yaşlarda yaprak dökümü başladı. Bir, bir yok oluyoruz. Gönül insanları, meslektaşlarımızı bir bir kaybediyoruz. Ve geriye güzel bir isim bırakarak veda ediyorlar bizlere. Ölümün arkasında söz kalmıyor. Kalan sadece anılar oluyor. Onu babacan tavrıyla, binlerce öğrencisinin hayatına dokunmasıyla unutmayacağız. Yazımı Yahya Kemal Beyatlı’nın ‘Sessiz Gemi’ şiiriyle bitirmek istiyorum; ‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan/Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan/Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol/Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol/Rıhtımda kalan bu seyahatten elemli/Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli/Biçare gönüller ne giden son gemidir bu/    Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu/Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler/Bilmez ki giden sevgililer geri dönmeyecekler/Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden/Birçok seneler geçti/Dönen yok seferinden’ MEVLA MEKÂNINI CENNET EYLESİN. MEVLA TAKSİRATINI AFFETSİN. MEVLAM RAHMET EYLESİN…
Ekleme Tarihi: 14 Mayıs 2024 - Salı
Erol KÜÇÜK

EMEKLİ ÖĞRETMEN AHMET FAHRİ KAYA’YI EBEDİYETE YOLCU ETTİK

‘Adı, soyadı

Açılır parantez,

Doğduğu yıl çizgi, öldüğü yıl bitti

Kapanır parantez’

Bir varsın, bir yoksun, kalp kırmaya, incitmeye ne gerek var diyorsun yakınlarınızı ve dostlarınızı bir bir kaybettiğinizde.

Ta ki toprağa verene kadar. Sonra dönüyoruz dünya derdine, gidenler maalesef zamanla unutuluyor.   İhtiraslar, kıskançlıklar, mücadeleler, kırmalar, dökmeler kalanlara hayat devam ediyor.

Aynı çatı altında çalışmak nasip olmadı. Zaman, zaman yolda, çarşıda, öğretmenevi kapısında karşılaşır hal hatır sorardık birbirimize.

Sevgili öğretmenim hep güler yüzlü, hep sevecen ve hep hayattan umutlu biriydi. Anjiyo olacağını facebookdan gördüm. Kendisi yazmıştı. Dostlarından helallik istiyordu. Kendisine hemen telefon açtım, geçmiş olsun dedim ve moral verdim. Hastaneye gidip kendisini ziyaret etmek nasip olmadı. Kimden söz ettiğimi anlamıştırsınız. Tabi ki geçtiğimiz hafta aniden kaybettiğimiz emekli öğretmen Ahmet Fahri Kaya…

Bilgisayarın başında haber yazarken geldi kötü haber. Tanıdık emekli bir öğretmen soruyordu, ‘olay doğru mu?’ diye. Dona kaldım bilgisayarın başında. Telefon açtım tanıdık dostlara, inanamıyorum belki de inanmak istemiyordum. Sevgili öğretmenimizi artık kaybetmiştik.

Artık bizim yaşlarda yaprak dökümü başladı. Bir, bir yok oluyoruz. Gönül insanları, meslektaşlarımızı bir bir kaybediyoruz. Ve geriye güzel bir isim bırakarak veda ediyorlar bizlere.

Ölümün arkasında söz kalmıyor. Kalan sadece anılar oluyor. Onu babacan tavrıyla, binlerce öğrencisinin hayatına dokunmasıyla unutmayacağız.

Yazımı Yahya Kemal Beyatlı’nın ‘Sessiz Gemi’ şiiriyle bitirmek istiyorum;

‘Artık demir almak günü gelmişse zamandan/Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan/Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol/Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol/Rıhtımda kalan bu seyahatten elemli/Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli/Biçare gönüller ne giden son gemidir bu/    Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu/Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler/Bilmez ki giden sevgililer geri dönmeyecekler/Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden/Birçok seneler geçti/Dönen yok seferinden’

MEVLA MEKÂNINI CENNET EYLESİN. MEVLA TAKSİRATINI AFFETSİN. MEVLAM RAHMET EYLESİN…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.