Hayatındaki önemli bir basamakta tamamen kendi isteğiyle seçimini yaptı: O artık İstanbul'da isim yapmış bir üniversite olan Bahçeşehir Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Yazılım mühendisliğinde okuyacak. Bir senedir zaten bunu istediğini bilerek geçti zaman. Masasına gömüldükçe vaktin yaklaştığını bildim ama uzaktı gene de hep. Mola verip yanımıza geldikçe, gözlerimle sevdim onu. "Belki de seneye evde olmayacak," diyerek, gitmeden özledim onu. Doyasıya doldurmak istedim; evdeki varlığını gözlerime, kokusunu burnuma, ellerini ellerime... Ya ders çalışıyordu, ya hava almak için çıkıyordu: "iyi de yeterince göremiyorum," diye telaş ettim hep. Ama asla "dayanamam, gitme, buralarda oku," demedim.Çünkü kafasına koymuştu bir kere ablasının üniversitesinde okumayı. Önce puanı geldi. Sonra tercihlerini yaptı. İlk üç tercihin hepsini de Bahçeşehir Üniversitesi’ne yazdı. Ama sonucu gelene kadar bunların hiçbiri, ki hazırım sanıyordum, beni bu kadar vurmamıştı. Üzgün değilim. İstediğinin olmasından dolayı biz de, o da çok mutluyuz. Ama işte...
Çocuklar küçükken, büyümüş çocuklu babalar , "en güzel zamanları şimdi," derlerdi anlamazdım. Ben, "çocuklarım dizimin dibinde olsunlar," demediğim ve baskıyla diretmeye asla inanmadığım için, önlerini hep açık tuttum. Ama işte... Kızım ve oğlumla duyduğum gurur ve hayatlarına yön vermesine olan saygım, babalık duygularımın ve müstakbel özlemlerimin önünde. Bencilce davranıp, kendimi düşünerek, patolojik bir tutkuyla önünü kesecek değilim. Ona bu yaşına kadar öğrettiklerimizle güzel bir yolda ilerleyeceğine olan inancım da tam. Ama işte...
"Yuvadan uçmanın birinci ayağı önümüzde hazır. O artık Bilgisayar Yazılım Mühendisliği okumak için uçtu gitti. Çok sevdiği fizik ve matematikle haşır neşir olacağı bir hayat onu bekliyor. "
(Amaaan zaten çok yemek seçer. Annesi onu mu pişirsem, bunu mu pişirsemden kurtuldu. Oh be! Gitsin de görsün bakalım, abla yemeği nasılmış. Şimdi artık istediği kadar hamburger, köfte, patates, makarna yiyebilir. Annesi bundan sonra rahatça bol bol sebze pişiririm. Ayyy, ya sebze yememekten bağırsakları durursa/kurursa? Ya sabahları uyuyakalır da derse geç kalırsa? Ya üşürse? Ya hasta olursa? Ama hayata alışmak zorundalar.Anne ve baba olmadan da yaşamayı bilmek zorundalar. Anne ve baba olarak Sizleri çok ama çok seviyoruz . Kendinize iyi bakın…)