Erol KÜÇÜK
Köşe Yazarı
Erol KÜÇÜK
 

HOŞ GELDİN EYLÜL

Öyle bir Eylül Ayı ki,edebiyat dünyamızın romanlarına ve şiirlerine ilham kaynağı olmuştur. Kasım’da aşk başka olsa da herkes Eylül’de aşkı arar. Eylül denildiğinde akla Türk edebiyatının ilk psikolojik romanı olarak bilinen Mehmet Rauf’un  ‘Eylül’adlı romanı gelir. Eylül çıkılacak bir yolculuğun hazırlığı gidenle kalan arasındaki hüzünlü ayılıktır.  Hoş geldin Eylül! Hoş geldin yeni başlangıçlar, yeni telaşlar… Eylül, seni nereye koysam yakışırsın; sen hayalimdeki kız bebeğin ismi, sen kalemim, sen ki topladığım fındığın bereketi, yüreğimin ferahı, kelimelerimin yönüsün. Şairin şiirinde nakarat, yazarın unuttuğu kalemi sayfalar üzerinde oynatırken kaybolan mısraların ilham filizlerisin… Her ayın olduğu gibi eylülün ‘de bir hikâyesi, bir anlamı vardır ve bu anlamda nice yorgunluklar, ümitler, müjdeler vardır. Savrulan yaprakların sarımsı renklerle örttüğü topraktır, serinliktir Eylül. Ve ressamın tuvaline yansıyan fırça izleri ve doyumsuz renklerin armonisidir. Yaprakları dökülen ağaçların, tekrar baharda yeşereceği vaadi ile kışa hazırlığın alıştırmasıdır Eylül berekettir, huzurdur. Bahçelerde renk cümbüşünün hasadı ve bir emekle, zahmetle gelen rahmettir. Rengarenk, çeşit çeşit aromalı reçeller, en doğalından katkısız salçalar, soslar, probiyotik turşular, kurutmalıklar ve adını yıllara yaymış çorbalık tarhanalardır… Ve her uğraşma bir terapidir, her biri emektir, vakittir, gelenektir ve hepsi birlikte bir eylül festivalidir. Hediyenin adıdır Eylül, el emeğini sevdiklerinizle paylaşmanın zevkiyle yemekten de üstün oluverir bizim için. Serinliğinde ve sağlıklı yiyeceklerin hazırlığında, vicdan rahatlığıdır aile sofralarında. Yapılan salçalar, feri azalmış güneşte olgunlaştırırken, iplere dizilmiş biberlerin kırmızısıyla, yeşiliyle rüzgarın kuvvetiyle yaptığı dansın çıkardığı ses melodisidir. Eylül; bereketi ve dolaplardaki turşuların, sirkelerin sarımsak kokusunu hissetmektir. Eylül sen; nice şairlerin şiirleri, yazarların özlemleri, ressamların resimlerisin. Ve nihayet Eylül sen; annelerin el becerilerine ve nice hikayelere tanıklık eden bir ay değil, bir yıl, hatta bir ömürsün…’’En çok Eylül’de ağlar aşk/Bir canı uğurlar gibi/Gözlerimizde biriken/Deli yağmurlar gibi.’’        
Ekleme Tarihi: 03 Eylül 2024 - Salı
Erol KÜÇÜK

HOŞ GELDİN EYLÜL

Öyle bir Eylül Ayı ki,edebiyat dünyamızın romanlarına ve şiirlerine ilham kaynağı olmuştur. Kasım’da aşk başka olsa da herkes Eylül’de aşkı arar.

Eylül denildiğinde akla Türk edebiyatının ilk psikolojik romanı olarak bilinen Mehmet Rauf’un  ‘Eylül’adlı romanı gelir.

Eylül çıkılacak bir yolculuğun hazırlığı gidenle kalan arasındaki hüzünlü ayılıktır.

 Hoş geldin Eylül! Hoş geldin yeni başlangıçlar, yeni telaşlar… Eylül, seni nereye koysam yakışırsın; sen hayalimdeki kız bebeğin ismi, sen kalemim, sen ki topladığım fındığın bereketi, yüreğimin ferahı, kelimelerimin yönüsün.

Şairin şiirinde nakarat, yazarın unuttuğu kalemi sayfalar üzerinde oynatırken kaybolan mısraların ilham filizlerisin…

Her ayın olduğu gibi eylülün ‘de bir hikâyesi, bir anlamı vardır ve bu anlamda nice yorgunluklar, ümitler, müjdeler vardır. Savrulan yaprakların sarımsı renklerle örttüğü topraktır, serinliktir Eylül. Ve ressamın tuvaline yansıyan fırça izleri ve doyumsuz renklerin armonisidir.

Yaprakları dökülen ağaçların, tekrar baharda yeşereceği vaadi ile kışa hazırlığın alıştırmasıdır

Eylül berekettir, huzurdur. Bahçelerde renk cümbüşünün hasadı ve bir emekle, zahmetle gelen rahmettir.

Rengarenk, çeşit çeşit aromalı reçeller, en doğalından katkısız salçalar, soslar, probiyotik turşular, kurutmalıklar ve adını yıllara yaymış çorbalık tarhanalardır… Ve her uğraşma bir terapidir, her biri emektir, vakittir, gelenektir ve hepsi birlikte bir eylül festivalidir.

Hediyenin adıdır Eylül, el emeğini sevdiklerinizle paylaşmanın zevkiyle yemekten de üstün oluverir bizim için.

Serinliğinde ve sağlıklı yiyeceklerin hazırlığında, vicdan rahatlığıdır aile sofralarında.

Yapılan salçalar, feri azalmış güneşte olgunlaştırırken, iplere dizilmiş biberlerin kırmızısıyla, yeşiliyle rüzgarın kuvvetiyle yaptığı dansın çıkardığı ses melodisidir.

Eylül; bereketi ve dolaplardaki turşuların, sirkelerin sarımsak kokusunu hissetmektir.

Eylül sen; nice şairlerin şiirleri, yazarların özlemleri, ressamların resimlerisin.

Ve nihayet Eylül sen; annelerin el becerilerine ve nice hikayelere tanıklık eden bir ay değil, bir yıl, hatta bir ömürsün…’’En çok Eylül’de ağlar aşk/Bir canı uğurlar gibi/Gözlerimizde biriken/Deli yağmurlar gibi.’’

     

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.