Erol KÜÇÜK
Köşe Yazarı
Erol KÜÇÜK
 

İLKOKUL’DA 23 NİSAN’LA İLGİLİ UNUTAMADIĞIM ANIM

Yanılmıyorsam, hafızam beni yanıltmıyorsa onbir yaşındaydım. Babamın Fiskobirlik’te memur olması nedeniyle köyden şehre göçmüştük. Dördüncü sınıfta okuyordum. Şimdiki Gazi ortaokulu o zaman Atatürk İlkokulu idi. Sınıfa yabancıyım. Köyden geldiğim için beni hakir gören arkadaşlar vardı. İlk 3 sınıfı Gökçeali Köyü İlkokulu’nda okumuştum. Sınıfa kayıt olduğumda 25 kişi idik, sonra 35 kişi olduk… Nurlar içinde yatsın, öğretmenimiz Murat Ekiz idi. Altın gibi bir kalbi vardı. 23 Nisan Bayramı yaklaşıyordu ve heyecanlı idik. Öğretmenimiz bir gün sınıfa girdiğinde; herkes bana 23 Nisan’la ilgili bir şeyler yazsın dedi. Bize 15 dakika süre verdi. Yoklama defterindeki numaraya göre hepimizi tahtaya kaldırmaya başladı. Benim de numaram en sonra olduğu için ben biraz rahattım. Sıra gelene kadar belki zil çalacaktı diye düşünmüştüm. Atatürk’le başlayan cümleler kuruldu. ‘23 Nisan Çocuk Bayramı, En büyük bayram bizim bayram, 23 Nisan’da coşuyor insan, En Büyük Türk Atatürk, vatan, millet, bağımsızlık gibi sözcükler kullanıldı. Ne çabuk sıra bana gelmişti. Söyleyeceğimi sanki herkes söylemişti bana göre… Aynı cümleleri kullanmakta istemiyordum. Birden bana bir ilham geldi nerden geldiyse, Hareketlendim, oturduğum sıramdan aniden kalkıp öğretmenimin sandalyesini kaptığım gibi duvara dayadım. Ayakkabımı çıkarıp, sandalyenin üzerine çıkıp karatahtanın üzerinde asılı Atatürk fotoğrafına uzandım. Sınıfın en ufak boylusu olduğum o an aklımdan çıkmıştı. Öğretmenim ne yapacağımı anladı. Benle birlikte öğretmen masası ve onun üzerine sandalye koyarak, Onun yardımı ile duvarda asıl duran Atatürk fotoğrafına ulaştım. Ve büyük bir heyecanla fotoğrafı öpmeye başladım. Bütün sınıf ve öğretmen beni şaşkınlıkla izliyor ve bana gülüyorlardı. Sıkıldım, utandım ama bağrıma bastığım Atatürk fotoğrafıyla birlikte yere düşmekte iken öğretmenim yetişti ve düşmemi engelledi. Korktuğumdan dolayı ağladım. Başladım peş peşe cümleler kurmaya... ‘23 Nisan neşe doluyor insan. 23 Nisan deyince Atatürk’ü görüyorum. Bana bakan gözlerini görüyorum. Ona söz veriyorum, ben iyi bir çocuk, iyi bir insan oluyorum. Çalışkan bir öğrenci oluyorum. O bana baktıkça bu kara önlük Türk Bayrağı oluyor, O bana baktıkça dünya güzelleşiyor’ Öğretmenim heyecanımın dinmesi için beni yatıştırmaya çalışırken ‘daha bitmedi’ deyip devam ettim. Sonunda 23 Nisan’la ilgili en güzel cümleleri ben kurmuş ve öğretmenim beni birinci seçmişti. Hiç unutamam bu anımı...
Ekleme Tarihi: 27 Nisan 2021 - Salı
Erol KÜÇÜK

İLKOKUL’DA 23 NİSAN’LA İLGİLİ UNUTAMADIĞIM ANIM

Yanılmıyorsam, hafızam beni yanıltmıyorsa onbir yaşındaydım.

Babamın Fiskobirlik’te memur olması nedeniyle köyden şehre göçmüştük.

Dördüncü sınıfta okuyordum. Şimdiki Gazi ortaokulu o zaman Atatürk İlkokulu idi.

Sınıfa yabancıyım. Köyden geldiğim için beni hakir gören arkadaşlar vardı.

İlk 3 sınıfı Gökçeali Köyü İlkokulu’nda okumuştum.

Sınıfa kayıt olduğumda 25 kişi idik, sonra 35 kişi olduk…

Nurlar içinde yatsın, öğretmenimiz Murat Ekiz idi.

Altın gibi bir kalbi vardı.

23 Nisan Bayramı yaklaşıyordu ve heyecanlı idik.

Öğretmenimiz bir gün sınıfa girdiğinde; herkes bana 23 Nisan’la ilgili bir şeyler yazsın dedi.

Bize 15 dakika süre verdi. Yoklama defterindeki numaraya göre hepimizi tahtaya kaldırmaya başladı. Benim de numaram en sonra olduğu için ben biraz rahattım.

Sıra gelene kadar belki zil çalacaktı diye düşünmüştüm.

Atatürk’le başlayan cümleler kuruldu.

‘23 Nisan Çocuk Bayramı,

En büyük bayram bizim bayram,

23 Nisan’da coşuyor insan,

En Büyük Türk Atatürk, vatan, millet, bağımsızlık gibi sözcükler kullanıldı.

Ne çabuk sıra bana gelmişti.

Söyleyeceğimi sanki herkes söylemişti bana göre…

Aynı cümleleri kullanmakta istemiyordum.

Birden bana bir ilham geldi nerden geldiyse,

Hareketlendim, oturduğum sıramdan aniden kalkıp öğretmenimin sandalyesini kaptığım gibi duvara dayadım.

Ayakkabımı çıkarıp, sandalyenin üzerine çıkıp karatahtanın üzerinde asılı Atatürk fotoğrafına uzandım.

Sınıfın en ufak boylusu olduğum o an aklımdan çıkmıştı.

Öğretmenim ne yapacağımı anladı.

Benle birlikte öğretmen masası ve onun üzerine sandalye koyarak,

Onun yardımı ile duvarda asıl duran Atatürk fotoğrafına ulaştım. Ve büyük bir heyecanla fotoğrafı öpmeye başladım. Bütün sınıf ve öğretmen beni şaşkınlıkla izliyor ve bana gülüyorlardı.

Sıkıldım, utandım ama bağrıma bastığım Atatürk fotoğrafıyla birlikte yere düşmekte iken öğretmenim yetişti ve düşmemi engelledi. Korktuğumdan dolayı ağladım.

Başladım peş peşe cümleler kurmaya...

‘23 Nisan neşe doluyor insan.

23 Nisan deyince Atatürk’ü görüyorum.

Bana bakan gözlerini görüyorum.

Ona söz veriyorum, ben iyi bir çocuk, iyi bir insan oluyorum.

Çalışkan bir öğrenci oluyorum.

O bana baktıkça bu kara önlük Türk Bayrağı oluyor,

O bana baktıkça dünya güzelleşiyor’

Öğretmenim heyecanımın dinmesi için beni yatıştırmaya çalışırken ‘daha bitmedi’ deyip devam ettim. Sonunda 23 Nisan’la ilgili en güzel cümleleri ben kurmuş ve öğretmenim beni birinci seçmişti.

Hiç unutamam bu anımı...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.