Çok sevdiğim öğretmenlikte sona doğru yaklaşıyorum. Yılımı söylemeyeyim. Ama daha ilk gün gibi seviyorum bu mesleği. Dünyaya tekrar gelsem yine meslek olarak öğretmenliği seçerim. Sevilen bir öğretmen mi? Gerçekten çok ayrıntılı yanıtlanması gereken bir soru, ama ben yine de dağarcığımdan bir şeyler yazayım.
Her şeyden önce konusuna hakim olmalı, tarafsız olmalı, çok yönlü olmalı, sabırlı olmalı, sevgi dolu olmalı, insani sevgisi ile dopdolu olmalı, idealist ve prensip sahibi olmalı, öğrencilerini yeri geldiğinde affetmeli, mesafesini korumalı, mesleğini sevmeli, her zaman kendini geliştirmeli, yeniliklere açık olmalı, dünyadan ve olup bitenden haberi olmalı, yardımsever olmalı, özverili olmalı, çalışkan olmalı, yorulmamalı, derste sesini kontrol etmeli, beden dilini kullanmalı, öğrencilerinin kendisini gözleriyle takip etmesini sağlamalı, onları ciddiye almalı, onları notla korkutmamalı, neyi, niçin ne zaman nasıl öğreteceğini bilmeli.
Size eğer ‘Filanca öğretmenimi hiç unutamadım’ derseler -hiç şüpheniz olmasın- o öğretmen yukarıda sıraladığımız özellikleri kendisinde toplamış ve başarıya ulaşmak içinde yaşı kaç olursa olsun meslek heyecanını asla kaybetmemiş, kendisini ve dersini öğrencilere sevdirmiş bir öğretmen olarak bilinecektir.
Unutmayınız ki, ‘Öğrencinin beyni paraşüt gibidir. Açık olduğunda işe yarar’ her öğrencinin öğretilebilir olduğunu unutmayınız.
Hangimiz öğrencilik yıllarında, sevdiği bir öğretmeni örnek almadı, onu idol olarak görmedi.
Benim en güzel yıllarım, kesinlikle söyleyebilirim ki öğretmenlik yıllarımdır. Hayattan bu denli zevk aldığım başka hiçbir şeyi hatırlamıyorum.
Yarından sonra O günleri öyle özleyeceğim ki bilemezsiniz…