Erol KÜÇÜK
Köşe Yazarı
Erol KÜÇÜK
 

SAĞLIK ÇALIŞANLARIMIZI GÖNÜLDEN ALKIŞLIYORUZ…

Geçtiğimiz Perşembe, Cuma ve Cumartesi gece saat 21.00’de tüm Türkiye’de insanlarımız pencerelerini açtılar, “sağlık çalışanlarını” özverili çalışmalarından dolayı alkışladılar. Bende eşimle birlikte balkona çıkıp alkışladım. Özverili sağlıkçılarımızı değil 3 gece; 365 gece alkışlasak bile az gelir diyorum. Benimde kızım ve yengem bir sağlıkçı. Cephede vuruşanlar gibi ölüm tehlikesiyle burun buruna onlar. Dünya sağlıkçılarının koronavirüse karşı korunma önlemleri bizlerden çok az. Zorunlu olarak sokağa çıktığımızda yüzümüze taktığımız maskelerden ibaret. Biz evlerimize kapandık. Dışarı çıktığımızda, markete gittiğimizde de karşılaştıklarımızla aramıza 1 buçuk, 2 metre mesafe koyuyoruz. Sağlık çalışanlarının ise böyle bir lüks yok. Korona kuşkusu taşıyanlarla birbirine nefesleri değerek, onlara dokunarak, gece gündüz beraberler. Hatırlayın... O sağlık çalışanları ki zaman zaman hastaların ya da hasta yakınlarının şiddetine maruz kalmadılar mı…? Kalmıyorlar mı…? Hatta yaralandılar, kurşunlandılar. Şimdi ise gece 21.00’de ülkece alkışlanıyorlar. Ne güzel bir tablo ama. Bu bilince erişmek için mutlaka bir salgın hastalık olması mı gerekmeliydi? Sadece sağlık çalışanları mı, onların başındaki Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın da alkışlanması gerekir. Bakan Koca’nın performansına işaret ediyor. Bence şu son koronavirüs sınavında Sağlık Bakanımız Koca “Önemli insanların değerli olabileceğinin” bir örneğini verdi. Gece saat 21.00’de pencerelerden alkışlar, ışıklar yakılıp söndürülerek verilen mesajlar “sağlık çalışanlarına destek” gösterisi olduğu kadar “toplumun da geleceğe umut psikolojisini” yansıtıyor. Hayallerinin, heyecanlarının, yaşam sevincinin sürdüğünü gösteriyor. Böyle gösteriler toplumu ayakta tutar. Fahrettin Koca “21.00’de pencerelerde” çağrısıyla, hem sağlık çalışanlarını yüreklendiren hem de toplumsal dayanışmayı ve umudu ayakta tutan ışığı yaktı. Sokağa çıkma yasağı konmadan insanlarımızın hür iradeleriyle evlerine kapanmaları ve ancak zorunlu ihtiyaçlarını karşılamak üzere çıkmaları da uygar ve çağdaş bir davranış. Ne kadar disiplinli olursak bu hastalık inişe o kadar çabuk geçecek…
Ekleme Tarihi: 23 Mart 2020 - Pazartesi
Erol KÜÇÜK

SAĞLIK ÇALIŞANLARIMIZI GÖNÜLDEN ALKIŞLIYORUZ…

Geçtiğimiz Perşembe, Cuma ve Cumartesi gece saat 21.00’de tüm Türkiye’de insanlarımız pencerelerini açtılar, “sağlık çalışanlarını” özverili çalışmalarından dolayı alkışladılar.

Bende eşimle birlikte balkona çıkıp alkışladım. Özverili sağlıkçılarımızı değil 3 gece; 365 gece alkışlasak bile az gelir diyorum. Benimde kızım ve yengem bir sağlıkçı. Cephede vuruşanlar gibi ölüm tehlikesiyle burun buruna onlar. Dünya sağlıkçılarının koronavirüse karşı korunma önlemleri bizlerden çok az. Zorunlu olarak sokağa çıktığımızda yüzümüze taktığımız maskelerden ibaret. Biz evlerimize kapandık. Dışarı çıktığımızda, markete gittiğimizde de karşılaştıklarımızla aramıza 1 buçuk, 2 metre mesafe koyuyoruz. Sağlık çalışanlarının ise böyle bir lüks yok. Korona kuşkusu taşıyanlarla birbirine nefesleri değerek, onlara dokunarak, gece gündüz beraberler. Hatırlayın... O sağlık çalışanları ki zaman zaman hastaların ya da hasta yakınlarının şiddetine maruz kalmadılar mı…? Kalmıyorlar mı…? Hatta yaralandılar, kurşunlandılar.

Şimdi ise gece 21.00’de ülkece alkışlanıyorlar. Ne güzel bir tablo ama. Bu bilince erişmek için mutlaka bir salgın hastalık olması mı gerekmeliydi?

Sadece sağlık çalışanları mı, onların başındaki Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın da alkışlanması gerekir. Bakan Koca’nın performansına işaret ediyor.

Bence şu son koronavirüs sınavında Sağlık Bakanımız Koca “Önemli insanların değerli olabileceğinin” bir örneğini verdi. Gece saat 21.00’de pencerelerden alkışlar, ışıklar yakılıp söndürülerek verilen mesajlar “sağlık çalışanlarına destek” gösterisi olduğu kadar “toplumun da geleceğe umut psikolojisini” yansıtıyor.

Hayallerinin, heyecanlarının, yaşam sevincinin sürdüğünü gösteriyor. Böyle gösteriler toplumu ayakta tutar. Fahrettin Koca “21.00’de pencerelerde” çağrısıyla, hem sağlık çalışanlarını yüreklendiren hem de toplumsal dayanışmayı ve umudu ayakta tutan ışığı yaktı. Sokağa çıkma yasağı konmadan insanlarımızın hür iradeleriyle evlerine kapanmaları ve ancak zorunlu ihtiyaçlarını karşılamak üzere çıkmaları da uygar ve çağdaş bir davranış. Ne kadar disiplinli olursak bu hastalık inişe o kadar çabuk geçecek…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yildizhaber.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.