Tevazu halk arasında mütevazi, alçak gönüllü, gösterişsiz, gönüllerin adamı seklinde açıklanabilir. Ama günümüzde bu tür insanlara rastlamak zor.
Biz öğrenci iken ekmeği dostlarımızla paylaşırdık.
Ama günümüzde paylaşmak şöyle dursun, bir araya gelemiyoruz. Eskiden biz 11 kardeştik.
7 erkek, 4 kız. Yemek vakti geldiğinde bir sofranın çevresinde toplanıyor yemeğimizi yiyorduk. Allah rahmet eylesin 2 abim vefat etti. Geri kalan 9 kardeşin bir araya gelip buluşması ancak bayramlarda gerçekleşebilirdi. Pandemi bunu da bitirdi.
Her kim kendini kıymetli bilirse, onun tevazudan nasibi yoktur. Bize küçüklüğümüzde annemiz ve babamız nereye gidersek gidelim güne başlarken karşılaştığımız her insana günaydın ya da hayırlı sabahlar dememiz gerektiğini öğretmişti. Ama günümüz toplumunda bu maalesef yok. İnsanlar birbirine tedirgin bakıyor. Okulda öğretmen bile meslektaşıyla karşılaştığında bu sözü söylemekten kaçınırsa ne beklenir?
Tevazu, sevginin, merhametin ve şefkatin simgesidir.
Her kapıyı açar. Hepimiz bu tür insanların yanında kendimizi daha mutlu hissederiz.
Kendini beğenmiş, havai, ne oldum delisi getirdiği rahatsızlık duygusundan uzak kalırız. Hayatta bir konu hakkında tam anlamıyla bilgim olsa bile çevremdeki insanlara ben bilirim demem. Denmemeli.
Tevazu insan alçak gönüllüdür.
Gönüllerin insanıdır. Hiçbir konuda üstünlük taslamaz. Karşısındaki insan ne kadar art niyetli olsa bile o tevazuyu elden bırakmaz.
Günümüzde bazı insanların makamı, parayı büyüklenme gibi görse bile kendini avutuyor demektir. Şunu hiçbir zaman yaşadığımız sürece unutmamalıyız. ‘Dün neydim, bugün ne oldum, yarın ne olacağım’