Barış.
Konu çok önemli.
Kim nereden,hangi açıdan bakarsa baksın,
Nasıl değerlendirme yaparsa yapsın,
Adı her neyse,
Durum kimsenin karşı çıkamayacağı kadar ciddi.
Adına ne diyorlar.
Açılım..!
Ne demek istiyorlarsa,
Kem küm ettikleri,
Anlatma sıkıntısı yaşadıkları,
Aslında söylemek istedikleri şey;
Ülkede yaşayan halklar arasında sağlanmak istenen,
“Toplumsal barış.”tır.
Haliyle ,
İşin özeti,
Kırk yıldır devam eden ,ülkeyi kana bulayan,
Elli bine yakın insanımızı yok pahasına kurban verdiğimiz
Anlamsız bir “terör “çatışmasının son bulması..
Böyle bir girişime,
Toplumsal uzlaşı hareketine,
Ülkeye huzur getirecek uygulamaya,barış hareketine,
Kim karşı çıkabilir ki.
Kim barış olmasın derki.
O zaman söz nedir;
Mesele memleket ise,gerisi teferruattır.
Söz konusu vatansa akan sular durur..!
Önce karşılıklı güven.
İşin içinde şüphe var mı ?
Olmamalı.
Bu konu iç siyasete ,gündelik çıkışlara malzeme yapılamaz.
O zaman sorulan sorular yanıt bulmalıdır.
Cevabı anında verilmelidir.
Kuşkular giderilmelidir.
Yani,
Durum aceleye,oldu bittiye getirilemez.
Konu mecliste görüşülüp tartışılmalıdır.
Diğer siyasi partilerle işbirliği yapılmalıdır.
Geçmişte olduğu gibi hatalara yer verilmemelidir.
—Oslo görüşmeleri ,
“Dolmabahçe mutabakatı” gibi gizli saklı görüşmeler bir kenara bırakılmalıdır .
Durum,
Bahçeli ile Öcalan arasında yürütülen kurye görüşmelerinden alınmak istenen sonuçtan daha ciddidir..
Unutulmasın,
Bu ülkede barış yanlısı olarak ortaya çıkartılan,
Devlet Bahçeli ‘den,
Ahmet Türk ‘ten
Sırrı Süreya Önder’den başka Sürece katkı yapacak milyonlarca barış yanlısı insan vardır..
Yara ülkemizin tümünün yarasıdır.
Çarede,çözüm yeride,
Halkın temsil yeri olan TBMM’dir.