2003 yılında kaybettiğimiz sanatçılardan Şenay Yüzbaşıoğllu’nun Hayat Bayram olsa ve Sev kardeşim şarkısyla yazıma başlamak isterim.’’Bak kardeşim elini ver baba/Gel kardeşim neşe getirdim sana/Al kardeşim ye iç,gül oyna/Sev kardeşim canım veda yoluna/Sarıl kardeşim tüm insanlara/Dünyaya geldik bir kere/Sevdikçe güler her çehre/Kavgayı bırak her gün bu şarkımı söyle/ diye devam eder.
Bu dünyada aç kalınmayacağı gibi sevmeden sevilmeden de yaşanmaz. Yaşanır belki ama insanca olmaz. Sevgi de ekmek gibi su gibi temel bir gerksinim.
Şehirler büyüdükçe insanların yalnızlaştığını, insanlar çoğaldıkça sevgilerin küçüldüğünü üzülerek gözlüyoruz. Ve bu gözlemimi tanıdıklarımla sıkça paylaşıyorum. Sevgi üstüne konuşmayı, yazmayı çok seviyorum. Sevgi üstüne yazmak, sevgi üstüne konuşmak, sevmek kadar güzel oluyor. İnsan yazarken bile rahatladığını, yüzünde bir gülümseme belirdiğini hissediyor. İnsan hep sevdiklerin anımsıyor. Ben sevgisiz yaşayabilir miyim diye düşünüyorum da, hemen Allah korusun demek geçiyor içimden. Gerçekten Allah insanı sevgisizlikten korusun..
Ben sevgisiz olmaz derken, "Sevgi karın doyurmaz" diyenler de oluyor. Yaşamak sadece yemek içmektir. Bunu sağlayan da paradır diyecek kadar maddeci olunduğunda sevgi anlamsız gelebilir bazılarına. Oysa her şey sevgiyle başlar. Önce kendini seveceksin. Kendinle barışık olacaksın. Kendini sevmek yetmez, aileni ve evini kendini sevdiğin gibi seveceksin. Sonra, mahalleni ve komşularını, sonra kentini ve hemşerilerini, sonra ülkeni seveceksin. Sevdikçe, yaşamın anlam kazandığını göreceksin. Yaşama daha bir dört elle sarılacaksın. Ve doyasıya yaşayacaksın. Sevgiden ne yazılırken, ne okunurken, ne de sevilirken bıkılır. Sevgiden bıkılmaz. Sevgiden bıkan, yaşamdan bıkmış olur. Her şeyin sevgiyle başladığını bilip, seveceğiz. Bu kent için çalışmaktan, düşünce ve proje üretmekten zevk duyarsınız. Kenti sevmemek için nedenler üretmeyin, sorunlara bile sevgiyle yaklaşın, göreceksiniz sorunları aşmak, çirkinlikleri yok etmek kolaylaşacaktır.
Sevgi koşulsuz olmalı. Hem koşulsuz seveceksin. Hem, senin gibi düşünmeyeni de seveceksin. Benim gibi düşünmeyeni de sevmek, benim için büyük önem taşıyor. Benim gibi düşünmeyeni sevmezsem, sevmediğimin benim gibi düşünme yolunu tıkamış olurum. Benim gibi düşünmeyeni sevmezsem, sevgi konusunda kendimi koşullandırmış olurum. Hem kendi yolumu hem de benim gibi düşünmeyenin yolunu kapatmış olurum. İnsanı yücelten, köprüleri, yıkmak yakmak değil, yeni köprüler kurmaktır.
Ben, benim gibi düşünmeyenleri gerçekten seviyorum. Kapıları kapatmak yerine, neden benim gibi düşünmediklerini anlamak için, sürekli açık tutuyorum. Bir de, ya ben yanlış düşünüyorsam kuşkusu var içimde. Ya ben yanlış düşünüyorsam, kapıları kapattığımda doğru düşünme yolunu da kapatmış olurum diye de korkuyorum. Yine sevgi üstüne, hep sevgi üstüne. Özellikle, sevgisizliğin büyüdüğü ülkemizde, sevgi üstüne yazmak ve gerçekten sevmek, koşulsuz sevmek, benim gibi düşünmeyeni de sevmek tüm insanlar için ertelenmez görev olmalı diye düşünüyorum. O zaman, dünya daha yaşanası, yaşam daha anlamlı olacaktır.
Sevgi insanı sevmekle sınırlı değil elbet. Toprağı, toprakta yetişen ağacı, dalı, daldaki böceği, patlayan tomurcuğu, şırıl şırıl akan suyu, uçan kuşu, var olan her şeyi de sevmek gerekiyor. Çünkü insan sevdikçe yüceliyor. Siz de sevin, insanın, sevdikçe yüceldiğini göreceksiniz. Yaşamın sevdikçe anlam kazandığını göreceksiniz. Bırakalım dünyayı sevgi yönetsin...