Anasayfa
Yazarlar
Erol KÜÇÜK
Yazı Detayı
Bu yazı 2135+ kez okundu.
İSTANBUL’DA YAŞAMAK ZOR
Kızım ve oğlumun İstanbul’da oturması nedeniyle Sömestri tatilini eşimle birlikte İstanbul’da çocuklarımızın yanında kalmaya karar verdik ve İstanbul'dayız. İstanbul’da yaşamanın bu denli zor olduğunu yaşayarak şimdi anlıyorum.
İstanbul’da trafik sorunu başlı başına bir sorun. Bu konuda bir şeyler yapılmazsa bu sorunun milyonlarca insanı hem fiziksel hem de psikolojik olarak tedavi edilemez şekilde hasta ettiğini görüyorum. Gün geçtikçe daha da artacak korkarım ki...
Bu konunun bir kaç yönlü ele alınması lazım bana kalırsa. İstanbul’da oturan herkesin bunun acısını çektiğinden yüzde yüz eminim.
Birincisi nüfus sorunu. TÜİK’in son açıkladığı verilere göre İstanbul’un nüfusu 17 milyon civarında. Bir de kayıt altında olmayanları sayarsak 20 milyona dayandık denebilir çok rahat. Türkiye nüfusunun 5’te biri bu şehirde yaşıyor. Bu 15 milyon insan sabahları kızım gibi sabah ezanı okunmadan hep beraber çıkıp işe ve okula gidiyor. Akşamları hep beraber çıkıp evlerine dönüyor. Bir ilçeden çıkıp bir diğer ilçeye yönelmeye niyet ettiğimizde biliyoruz ki aynı yöne gidecek en az yüzlerce insan daha var. Çok kalabalığız. Neden? Koskoca ülkede para kazanılacak, çocuk okutulacak bir tek İstanbul mu var? Bütün yatırımlar, bütün yollar İstanbul’un. Ve İstanbul gittikçe daha çirkin, gittikçe daha beton, gittikçe daha nefessiz bir şehir artık.
Trafiği içinden çıkılamaz hale getiren ikinci sorun görgü sorunu. Herkes bir diğerinin hakkını gasp etme konusunda o kadar anlayışsız ki bu da herkesin donup kalmasına yol açıyor. Herkesin şeridinden gittiği, ötekinin önüne kırmadığı, aradaki mesafeyi koruduğu, kendisinin daha önemli olduğuna inanıp emniyet şeridini kullanarak zaten daralacak olan yola ek şerit yaratmadığı bir düzen düşünün! İmkansız mı? Sen şeridinden giderken senin emniyet şeridinden gelip senin önüne geçmeye çalışan sürücüye ne demeli….
Diğer bir sorun inşaat ve plansız büyümenin devamı sorunu. Kentsel dönüşümün mahvettiği İstanbul’da artık bir yerden bir yere varılmıyor. Her sokağı bir betonyer parsellemiş, her caddenin ortasında hafriyat kamyonları birikmiş. İstanbul’da her hafta bir can alan hafriyat kamyonları ve beton mikserleri, o devasa araçların deli gibi gidişini seyredenler,engellemek için kılını kıpırdatmayan yetkililer, sabah, akşam, hafta içi, hafta sonu fark etmeden geri kalan insanları oldukları yere çivilediklerine şahit oluyorlar.
İnsan arttıkça, araç arttıkça, şehir size bir yaşam sunmaktan uzaklaşıp olan yaşamınızı tükettikçe sağlığımız bozulur. Mutsuz insanların ve mutsuz arabaların, egzoz kokulu, aşırı benzin tüketimli hayatı İstanbul’un size sunduğu. İstanbul hasta. Sizi de hasta ediyor.Çocuklarım gibi sürekli İstanbul’da kalmak zorunda kalan insanlara Allah sabırlar versin…
Ekleme
Tarihi: 26 Ocak 2018 - Cuma
İSTANBUL’DA YAŞAMAK ZOR
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.