Sözcükler diyor ki!Kaldırım,sokaklarda ve caddelerde yayların rahat ve güvenli hareket etmesi için ayrılmış yoldur.                          Kaldırımın diğer adı,yaya yoludur.Kaldırım yayalarındır.Bulancak’ta son günlerde iyice kaldırım işgalleri tartışılır oldu. Trafik polislerimiz cezayı yazdığında yok efendim çok fazla yazıyorsunuz gibi yakınmalar. İşin gerçeği polisimiz görev başında iken kimsenin müdahale etmemesi ve yardımcı olması gerekir.Bizler yayalar olarak yanlış park yapanları uyararak yada resmini çekerek polisimize vermeliyiz ki bir daha kaldırımı işgal etmesinler.                                                                         Gün içinde kişi aracını rahatlıkla insanların yürümek için yapılan kaldırımlara park ediyor.Hatta  Salı günleri araçtan evime giremiyorum inanın.Barbaros İlkokulunun Boğaz Fırınına bakan  kaldırıma günün her saatinde araçların park ettiğine şahit oluyoruz.Polisimiz gelip buna haklı olarak ceza yazdığında sürücülerin buna tepki göstermesine anlam veremiyorum. Kırmızı ışıkta geçen,her yere park eden,aracında hareket halindeyken son ses müzik dinleyen,eksozunu çığırtan,araç sürerken yere tüküren mi arasın her türü var. Kural tanımayan sürücüler yayalar için tehlike yaratıyor.Çoğu motorbisiklet sürenlerin plakası yok.Bunlar yakalandığında trafikten men edilmeli. 15 gün önce meydanda çeşmenin yanında yaya yolunda bana çarpan genç motobisiklet sürücüsü ben yerde kıvranırken arkasına bakmadan çekip gitti.Halen sol dizimin acısı ve sızısı geçmedi. İlçede terör estiren sürücüler gece-gündüz her noktada istedikleri gibi cirit atarak dalga geçiyorlar. Kişilerin can güvenliği anayasal olarak emniyet altına alındığına göre,araçların yaya yolları olan kaldırımları haksız yere işgal etmelerinin önüne geçilmesi açısından neler yapılabilir sorusu ilgililer tarafından en kısa zamanda çözüme kavuşturulmalı. İlçede kaldırım işgaline son verilmesi meselesi,ceza müeyyide’den ve helal kazanç sağlamak adına kuşlar gibi yuvalarını sabah erkenden terk ederek akşama kadar rızk peşinde koşan ve alın teri akıtan insanları ‘’ötekileştirmek’’ve helalinden kazanmanın önüne  geçmek değil,aynı zamanda bir kültür mes’elesidir. ‘’İnsanı yaşat ki Devlet Yaşasın!’’kavram ve felsefesinin altının doldurulması gerekir.