"Kar yağıyor köyümün yüreğine/Kar masumiyettir/Kar umuttur/Kar temizliktir/Kar güzelliktir/Kar beyazdır, Kar bembeyaz./"
Kar... Her yer Kar. Masumiyet çöktü köyümüze... Bembeyaz. Tertemiz. Sabah uyandığımda ne güzel bir görüntü çıktı karşıma.
Hava buz gibi olsa da, aldırış etmiyorum.
Yağan karın altında durmak, kartopu oynamak bahane. Çocuk olduk, sevinçle doldukça, nefes aldık.
Şu an gelin gibi köyümüz ve ben çok mutluyum.
Çocukluğumun geçtiği Piraziz Gökçeali köyü kışın her taraf boyumuz kadar karla kaplı olurdu. Şimdi o yağan karın onda biri bile yağmıyor. Çevreyi kirlettik. Evin kapısını Kar kürekleri ile açardık o yıllarda. Saçaklarda boyumuz uzunluğunda su kütlelerinden buz sarkıtları oluşurdu. Büyüklerimizin boynumuzu aşan karlı yolda sürdüğü izleri takip ediyor, her adımda kaybolan diğer adımda ortaya çıkan adım izleri ile üşümeden okula varmaya çalışıyorduk.
Büyüklerimizin elde ördüğü yün çorapları, eldivenler, atkıdan oluşan kış kreaksiyonlari bizi soğuktan korurdu.
Karla ilgili ne yazarsak yazalım eksik kalır.
Lapa, lapa yağan karda göğe baktığınızda muhteşem bir görüntü, estetik bir güzellikle karşı karşıya kalırsınız.
Kar sağlıktır, yürek temizliğidir. Kar gökyüzünün başımıza saçtığı bembeyaz konfetidir. Kar kristalleri sesi yutar. Kar yağdığında oluşan sessizlik ve huzur ortamının nedeni budur. Kar, doğanın incisidir. Tüm zerafetiyle misafir gibi gelir ve sessizce gider, vedası da zariftir.
Karın ilk düşüşü sıradan değil, sihirli bir olaydır. Uyandığında daha farklı bir dünyaya gözlerini açarsın. Lapa, lapa yağan kar Allah'ın bize bir hediyesidir.
Umut, hiç bitmeyen bahar mevsimidir. İçinde karda yağar, fırtına da kopar. Ama çiçekler açmaya hep devam eder.
Hava soğuyunca değil, yüreği soğuyunca başlarmış insanın kışı.
Dünya'ya masumiyet yağıyor, ıslanmaya varmısınız?
Hayat yolumuz kar gibi bembeyaz olsun.